Web: http://www.teknoarsiv.net/

YAKINDA SİZİNLE

Blogger,Blogger Eklenti, Blogger Tema!


Gün

Saat

Dakika

Saniye

E-Bülten Aboneliği

E-Bültenimize Abone Olun Son Yazılar Mail Olarak size gelsin Yazılarımızı Kaçırmayın:

Copyright © Teknoloji Kalemim | Teknoloji Portalı | Türkçeleştirme http://teknolojikalemim.blogspot.com/

Sfenks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Sfenks etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

3 Nisan 2013 Çarşamba

Eski Mısır buluşlar ve icatlar zaman çizelgesi



Hanedan Öncesi 

MÖ 4500: Senet, dünyanın en eski masa oyunu.
MÖ 4500: Fayans ve Seramik, dünyanın ilk toprak çanağı.
MÖ 4500: Kumaş, dünyada bilinen ilk kumaş üretimi.
MÖ 4500: Mısır (bitki), dünyanın ilk mısır unu ve yağı üretildi.
MÖ 4300: Papirus, Papirus bitkisiyle dünyanın ilk bilinen kağıdı.

Hanedanlar Dönemi 

MÖ 3300: Tunç işler (bknz: Tunç Çağı)
MÖ 3200: Mısır hiyeroglifleri, tamamen geliştirilmiştir (bknz: Mısır'ın ilk hanedanı)
MÖ 3200: Ondalık sistem, dünya daki ilk kullanımı
MÖ 3100: Şarap mahzenleri, dünyadaki ilk bilinen
MÖ 3100: Madencilik, Sina Yarımadası
MÖ 3050: Gemi yapımı Abidos'ta
MÖ 3000: Filistin ve Levant'a Nil'den ihracat: şarap (bknz: Narmer)
MÖ 3000: Tıbbi müesseseler
MÖ 2900: muhtemelen çelik: karbon içeren demir
MÖ 2700: Cerrahi, dünya da bilinen ilk
MÖ 2700: Üniliteral işaretler, dünyanın bilinen ilk abecesinin temelini oluşturur
MÖ 2600: Sfenks, bugün dünyanın en büyük tek taştan oluşan heykeli
MÖ 2600: Mavna taşımacılığı, taş bloklar
MÖ 2600: Djoser Piramidi, dünyanın bilinen ilk büyük çaplı taş binası
MÖ 2600: Menkaure Piramidi ve Kırmızı Piramit, dünyanın bilinen ilk granitten yontulmuş işleri
MÖ 2600: Kırmızı Piramit, dünyanın bilinen ilk 'gerçek' yumuşak-kenarlı piramidi
MÖ 2580: Büyük Gize Piramidi; MS 1300 yılına kadar dünyanın en yüksek yapısı
MÖ 2500: Arıcılık
MÖ 2400: Astronomik Takvim, matematiksel düzeni nedeniyle Orta Çağ'da dahi kullanılmıştır
Ciceksepeti_Gulumse_sevgilim at1777_mart_617x150 Image Banner MÖ 2200: Bira[6]
MÖ 1860: muhtemel Nil-Kızıl Deniz Kanalı (12. Hanedan)
MÖ 1800: Abece, dünyanın bilinen en eski
MÖ 1800: Moskova Matematik Papirüsü, frustum hacmi için genel(leştirilmiş) formül
MÖ 1650: Rhind Matematik Papirüsü: geometri, kotanjant analoğu, cebir denklemleri, aritmetik seriler, geometrik seriler
MÖ 1600: Edwin Smith Papirüsü, yaklaşık MÖ 3000'e kadar uzanan tıbbi gelenekler
MÖ 1550: Ebers Tıp Papirüsü, geleneksel ampirizm; dünyanın bilinen ilk belgelenmiş tümörleri (bknz: Tıp tarihi)
MÖ 1258: Barış antlaşması, dünya da bilinen ilk (bknz: II. Ramses)
MÖ 1160: Turin Papirüsü, dünyanın bilinen ilk jeolojik ve topoğrafik haritası
MÖ 5. yüzyıl-MÖ 4. yüzyıl (belki de daha erken): petteia ve seega, savaş oyunları; satranç oyununun muhtemel ataları (bknz: Satrancın kökeni)



wikipedia

7 Mart 2013 Perşembe

Sfenks: Arketipik Bir Bilmece




Sfenks’in neden yapıldığı artık biraz daha açık. Mısırlı Atlantalılar bu en harika heykelleri­ni, bıraktıkları en eşsiz hatırayı, Işık Tanrıları olan Güneşe adamışlardı.    (Paul Brunton)
Büyük Piramit’i yapanların, piramidin iç kıs­mını yapmak için taş çıkarırken bıraktıkları bir kaya yığını, Keops zamanında, insan başı taşıyan, boylu boyunca uzanmış dev bir aslana dönüştü­rüldü…   (I.E.S. Edwards)
Bu alıntılar, Sfenks hakkındaki birbirinden uzak yorumların örneğidir: Bir yanda tamamen mistisizm ve diğer yanda sevimsiz bir pragmatizm. Yaşamının bü­yük bir bölümünü kuma gömülü olarak geçiren Sfenks’in yaşı ve yapılma amacı, nasıl yapıldığı, içinde­ki gizli bölmeler, kehanetlerdeki rolü ve en az onun kadar gizemli olan piramitlerle bağlantısı hep merak ko­nusu oldu. Varsayımların çoğu, sürekli Sfenks’i daha iyi öğrenmek için uğraşan ve bu yapının sırrı hakkında görüşler ileri süren Mısır araştırmacılarını ve arkeologları umutsuzluğa düşürmektedir. Giza platosunun üzerinde onu savunurmuş gibi duran Eski Mısır’ın ve günkü Mısır’ın bu ulusal sembolünün, belki de alışıp gelmiş bir işlevi vardı: Yüzyıllar boyunca şairlerin bilginlerin, mistiklerin, maceracıların ve turistlerin hayal dünyasını meşgul etmek. Giza Sfenksi Mısır’ın ruhunu temsil etmektedir.
Yüzü güneşe dönük Büyük Sfenks, Kahire’nin 6 mil kadar batısında, Nil Nehri’nin batı kıyısında bulunan Giza platosunun üzerindedir. Mısırlı hükümdarlar ona güneş tanrısı olarak tapınıyorlardı ve Hor-Em-Akhet (Ufkun Gök Tanrısı) diyorlardı. Sfenks, üç büyük piramide  - Büyük Piramit Khufu (Keops), Khafre (Chepren) ve Menkaura (Mycerinus) – kısa bir mesafede, firavunların hükümdarlık merkezi olan eski Memphis’teki büyük mezarlıktadır. Yapı, 73 metre uzunluğu ve yer yer 20 metreye varan yüksekliğiyle, eski medeniyetler­den günümüze kalmış en büyük heykeldir. Kötü güçle­re karşı koyduğuna inanılan kutsal kobra yılanının bir kısmı ve sakal bugün bulunmamaktadır. Sakal kısmı halen British Museum’da sergilenmektedir. Sfenks’in başının her iki kısmındaki uzantılar, Mısır krallarının taktığı bir tür başlıktır. Sfenks’in başı binlerce yıldır erozyondan dolayı ağır hasar aldıysa da, kulaklarından birinin etrafında, ilk yapıldığında kullanılan boya hâlâ görülebilir. Sfenks’in yüzünün ilk yapıldığında koyu kırmızıya boyanmış olduğu sanılır. Pençelerinin arasın­daki küçük tapınakta firavunların güneş tanrısı şerefi­ne koydukları düzinelerce üzeri yazılı sütun vardı.
Sfenks günümüzde insanlar ve kirlilikten dolayı çok zarar görmüştür. Aslında onu tamamen yok olmaktan kurtaran tek şey, zamanın büyük kısmını çöl kumuna gömülü olarak geçirmiş olmasıdır. MÖ 1400′lerde Fira­vun Tuthmosis IV ile başlayarak, bin yıllar boyunca Sfenks’i restore etmek için birçok girişimde bulunul­muştur. Bir gün ava çıktığında Sfenks’in gölgesinde uy­kuya dalan firavunun rüyasında bu büyük yarı-aslan, kendisini içine çeken kumun onu nefessiz bıraktığını, o kumu ortadan kaldırırsa Aşağı ve Yukarı Mısır’ın tacı­na sahip olacağını söyler. Sfenks’in pençelerinin arasın­da, bugünkü adıyla Rüya Sütunu denen bir granit sü­tun bulunur. Bu sütunun üzerinde, firavunun gördüğü rüyanın hikayesi yazılıdır.
Firavun önünden kumları kaldırmasına rağmen dev heykel kısa süre sonra kendisini tekrar kumlar altında buldu. Napolyon 1798′de Mısır’a geldiğinde Sfenks’in burnu yoktu. Bir rivayete göre bölge Türk hakimiyetindeyken Sfenks’in burnu nişan alma alıştırmalarında hedef olmuştur. Diğer bir tahmin de (doğruluk payı en yüksek tahmin), MS 8. yüzyılda, Sfenks’in kutsal nesnelere karşı saygısız bir idol olduğunu düşünen bir Sufinin burnu keski darbeleriyle söküp çıkardığı yönün­dedir. 1858′de heykelin etrafındaki kumların bir kısmı Mısır Tarihi Eserler Servisi’nin kurucusu Auguste Ma­riette tarafından temizlendi. 1925-1936 yılları arasında Fransız mühendis Emile Baraize, Tarihi Eserler Servi­sini temsilen Sfenks’i kazdı. Antik çağdan sonra ilk kez Büyük Sfenks bir kez daha gün yüzüne çıktı.
Bu gizemli heykel konusunda birçok Mısır araştır­macısının hemfikir olduğu görüş, dördüncü hanedanlık firavunlarından Chephren’in MÖ 2540′ta, bugün Sfenks’in hemen yanında bulunan Chephren Piramidi yapılırken taş yığınının kendi yüzünü taşıyan bir asla­na dönüştürülmesini istediği yönündedir. Ancak hiçbir yerde Chephren ve Sfenks arasındaki bu bağlantıyı doğrulayacak yazılı bir kanıt bulunmamaktadır ve heykelin nasıl yapıldığından bahsedilmemektedir. Yapının  ihtişamını düşündüğümüzde bu durum biraz kafa karıştırıcıdır. Birçok Mısır araştırmacısı aksini iddia etse de, hiç kimse Sfenks’in ne zaman ve kim tarafından yapıldığını tam olarak bilmez.
1996′da New Yorklu bir dedektif ve uzman heykeli incelediğinde Büyük Sfenks’in yüzünün, bilinen Chepfren tasvirlerine uymadığı sonucuna vardı. Sfenks’in yü­zünün Chephren’in büyük kardeşi Djedefre’ye daha çok benzediğini düşünüyordu. Bu konu hâlâ tartışılmakta­dır. Sfenks’in kökeninin ve amacının bilinmemesi, ingi­liz okültist Paul Brunton ve 1940larda Amerikalı med­yum ve kahin Edgar Cayce örneklerinde olduğu gibi sürekli mistik yorumlamaları beraberinde getirmektedir. Cayce bir gün trans halindeyken Sfenks’in ön pen­çelerinin altında içinde Atlantis yok olduktan sonra hayatta kalanlara ait kayıtlar içeren bir kütüphanenin olduğu gizli bir bölmenin bulunacağını tahmin etmiştir.
Büyük Sfenks, Piramitler yapılırken taş ocağında bı­rakılan yumuşak, doğal bir kireçtaşından, ön pençeleri bundan ayrı olarak eklenen büyük kireçtaşı parçalarından yapılmıştır. Heykelin en garip özelliklerinden biri, başının gövdesiyle orantısız olmasıdır. Yüz kısmı yapıl­dıktan sonra heykelin başı farklı firavunlar tarafından değiştirilmiş olabilir, ancak heykelin yapımında temel alınan üslup incelendiğinde, bunun Mısır’da Eski Kral­lık döneminden (bu dönem MÖ 2181′de sona ermiştir) sonra yapılmış olması imkansızdır. Heykel ilk yapıldı­ğında başı koç ya da şahin başı olup, sonradan insan figürüne dönüştürülmüş olması da bir diğer ihtimaldir. Binlerce yıldır heykel üzerinde yapılan onarım çalışma­ları da yüzün boyutlarını küçültmüş veya değiştirmiş olabilir. Özellikle Büyük Sfenks düşünülenden daha eskiyse, heykelin başının vücuduna oranla neden daha küçük olduğuna dair bu tahminlerin hepsinin doğruluk payı vardır.
Son yıllarda, heykelin ne zaman yapıldığına ilişkin yoğun bir tartışma söz konusudur. Öncelikle yazar John Anthony West, Sfenks üzerinde rüzgar ve kum erozyonuyla değil, su erozyonuyla açıklanabilecek bazı aşınmış kısımlar olduğunu fark etti. Bunlar Sfenks’e özgüydü ve platodaki diğer yapılarda bulunmuyordu. Bunun üzerine West, Boston Üniversitesi profesörlerin­den jeolog Robert Schoch’u heykel üzerinde incelemeler yapmak üzere davet etti. Yeni bulguları inceleyen Schoch, bunun gerçekten de su erozyonuyla ilgili oldu­ğu fikrine katıldı. Günümüzde Mısır kurak bir bölgedir, ancak bundan 10000 yıl kadar önce bu ülke sulak ve yağış alan bir yerdi. Araştırmaları sonucunda West ve Schoch, su erozyonuna maruz kalmış olduğu için Sfenks’in tahminen 7000 ila 10 000 yıl önce yapılmış olması gerektiğine karar verdiler.
Mısır’da bir zamanlar sık görülen sağanak yağışların Sfenks yapılmadan uzun süre önce sona erdiğine dikkat çeken Mısır ara­tırmacıları, Schoch’un teorisini çok hatalı bulmuşlardır. Daha da önemlisi, neden Giza Platosu’nda su erozyonu­na ilişkin, West ve Schoch’un teorisini doğrulayacak başka tek bir kanıt yoktur? Bölgede gerçekten su eroz­yonu meydana geldiyse etkisi yalnızca Sfenks heykeliyle sınırlı kalmış olamaz. West ve Schoch, olayı inceler­ken son yüzyılda Giza’daki yapılara büyük zararlar ver­miş olan yoğun endüstriyel kirliliği gözardı ettikleri için de eleştirilmektedir.
Sfenks’in yapılış tarihi konusunda kendi kuramını öne sürmüş bir diğer araştırmacı da yazar Robert Bauval’dır, Bauval 1989′da, Giza’daki üç büyük piramit ve bunların Nil Deltası ile oluşturdukları şeklin, Orion Takımyıldızının kuşağındaki üç yıldız ve bunların Samanyolu ile oluşturdukları şekil gibi, yer üzerinde bir çeşit üç boyutlu hologram çizdiklerini gösteren bir makale yayınladı. Bauval, çok satan kitap Tanrının Parmak İzleri’nin yazarı Graham Hancock’la birlikte, Sfenks, etrafındaki piramitler ve eski çağlara ait bazı yazıların, Orion takımyıldızıyla bağlantılı olan bir çeşit gökbilim haritası oluşturdukları yönünde bir kuram geliştirdi. Bu tahmini harita konusunda ikilinin en güvendikleri kanıt, bu yıldızların MÖ 10500′deki (yani Sfenks’in yapılışından daha da önceki) konumlarıdır. Büyük Sfenks’te gizli geçitler olduğuna dair birçok söy­lenti vardır. Florida State, Boston ve Waseda Üniversi­telerinin (Japonya) araştırmalarında, yapının çevre­sindeki alanda bazı anormallikler olduğu tespit edilmiştir, ancak bunlar bölgenin doğal özellikleri de olabi­lir. 1995′te yakınlardaki bir park alanında yenileme ça­lışmaları yürüten işçiler, içlerinden ikisi yeraltından Sfenks’e doğru yaklaşan bir dizi tünel ve patika buldular.
Bauvel’e göre bu yollar Sfenks ile aynı zamanda ya­pılmıştır. 1991-1993 yılları arasında sismograf kulla­narak yapıda erozyondan kaynaklanabilecek etkilere dair kanıtlar ararken Anthony West’in ekibi yerin bir­kaç metre altında pençelerin arasında, Sfenks’in her iki yanında düzgün şekiller verilerek açılmış çukurlar ve odacıklara rastladı. Ancak araştırmalarının devamı­na izin verilmedi. Acaba bu durumda Edgar Cayce’in orada bir kütüphane bulunduğuna yönelik tahmini doğru olabilir mi?
Bugün bu büyük heykel rüzgar, nem ve Kahire’den gelen dumanlı sisin etkisiyle harap olmaktadır. Heykelin yenilenmesi ve korunması için 1950′den beri büyük ve masraflı bir proje yürütülmektedir Ancak, bu projenin başlarında onarım çalışmaları için, kesinlikle kireç taşının yerini tutamayacak olan çimento kullanılmıştır. Bu da heykele daha da zarar vermiştir. Daha sonra 6 yıl boyunca 2000′den fazla kireçtaşı parçası eklenmiş ve yapıya kimyasal maddeler uygulanmıştır, ancak bu yöntem de başarısız olmuştur. 1988′de Sfenks’in sol om­zu öyle kötü bir durumdaydı ki, yapıdan taş yığınları düşüyordu. Günümüzde yenileme çalışmaları, zarar gö­ren omuz kısmında onarma çalışmaları yapan ve topra­ğın altındaki suyun bir kısmını çekmeye çalışan Tarihi Eserler Yüksek Konseyi’nin gözetiminde devam etmek­tedir. Sonuç olarak, bugün keşif ve kazı çalışmalarına değil, koruma çalışmalarına ağırlık verilmektedir. Bu yüzden Büyük Sfenks’in sırrını öğrenebilmek için daha uzun süre beklememiz gerekecek.
_______ooOoo_______
Kaynak: Gizlenen Tarih – Brian Haughton


Sponsor

Ad

E-posta *

Mesaj *

Text Widget

Labels

Channels

Category 3

Güncel Teknoloji Blogu..

Labels

Sponsors

Post of the week

Find us on facebook

Son Yorumlar

https://www.facebook.com/seyitshnn

Partners

++Teknoloji Kalemim

Pages

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Channels

Labels

Channels

Channels

Popular Posts

Blog Arşivi

Followers

Blog Archive

Postagens populares

Sidebar One

Stats

Category 2

Category 3

Popular Posts

Join the Club