Web: http://www.teknoarsiv.net/

YAKINDA SİZİNLE

Blogger,Blogger Eklenti, Blogger Tema!


Gün

Saat

Dakika

Saniye

E-Bülten Aboneliği

E-Bültenimize Abone Olun Son Yazılar Mail Olarak size gelsin Yazılarımızı Kaçırmayın:

Copyright © Teknoloji Kalemim | Teknoloji Portalı | Türkçeleştirme http://teknolojikalemim.blogspot.com/

30 Kasım 2011 Çarşamba

Leonardo Da Vinci!

Leonardo Da Vinci
 

1452- 1519 yılları arasında yaşamış eşsiz ressam ve filozof, yaşadığı dönemin en büyük mucit ve deneyci bilimadamıdır. Leonardo da Vinci Rönesans’ın simgesidir.


” Mona Lisa” ve ” Son Yemek” tablolarının yaratıcısı Leonardo’nun sanat dünyasındaki yüce konumu hemen herkesçe bilinen bir gerçek. Ama bilimadamlığı kimliği için aynı şey söylenemez. Bir kez, yüzyılımıza gelinceye dek bu kimlik sanatçı kişiliğinin gölgesinde ya gözden kaçmış, ya da, önemsenmediği için unutulmuştur. Sonra, bu unutulmuşlukta Leonardo’nun kendi sıra dışı tutumunun da payı vardır.


                             
Bilimsel çalışmalarını yayımlamaktan özenle kaçındığı gibi, tuttuğu notları düpedüz okumaya elvermeyen kendine özgü bir yöntemle kaleme almıştı (400 yıl mahzende kalan, çizimleriyle birlikte yaklaşık 5000 sayfa tutan bu notlar sağdan sola doğru yazıldığı için ancak aynada yansıtılarak okunabilmiştir).
Leonardo, yaşam boyu biriken gözlemsel bulgularını; botanik, jeoloji, coğrafya, anatomi ve fizyoloji alanlarındaki inceleme sonuçlarını; mimarlık, şehir planlama, su ve kanalizasyon projelerini; savaş teknolojisine ilişkin buluş ve icatlarım bu notlarda saklı tutmuştu. Notların yüzyılımızın başında gün ışığına çıkarılmasıyla dev sanatçının aynı zamanda, ilgi alanı son derece geniş büyük bir bilim adamı olduğu kesinlik kazanır. Notlar sonraki yüzyıllarda ortaya çıkan bilimsel buluş ve atılımların pek çoğunun ip uçlarını içermekteydi.

Avrupa’daki modern isimlendirme kurallarının yerleşmesinden önce dünyaya gelmişti. Bu yüzden tam ismi, “Vincili Piero’nun oğlu Leonardo” manasına gelen “Leonardo di Ser Piero da Vinci”dir. Eserlerini “Leonardo” ya da “Io, Leonardo (Ben, Leonardo)” olarak imzalamıştır.
Somut kanıtlar bulunmasa da, Leonardo’nun annesi Caterina’nın, babası Piero’ya ait Ortadoğulu bir köle olduğu tahmin ediliyor. Babası, Leonardo’nun doğduğu yıl, Albiera adındaki ilk eşi ile evlendi, Caterina ile ise hiçbir zaman evlenmedi.
Leonardo’ya bebekliğinde annesi baktı, ancak birkaç yıl sonra annesi başka biriyle evlendirilerek komşu kasabaya yerleşince, babasının nadiren uğradığı büyük babasının evinde yaşamaya başladı; arada sırada Floransa’ya babasının evine giderdi. Babasının ilk eşinden çocuğu olmadığı için aileye kabul edilmişti ama hiçbir zaman meşru bir çocuk olarak görülmedi ve amcası Francesco dışında ailedeki kimseden sevgi görmedi.

14 yaşına kadar Vinci’de yaşayan Leonardo, büyük anne ve büyük babasının ardı ardına ölmesi üzerine 1466’da babası ile birlikte Floransa’ya gitti. Evlilik dışı çocukların üniversiteye gitmesi yasak olduğundan üniversite öğrenimi görme şansı yoktu. Küçük yaştan itibaren çok güzelçizimler yapan Leonardo’nun resimlerini babası, dönemin ünlü ressam ve heykeltıraşı Andrea del Verrocchio’ya gösterince, Verrochio onu çırak olarak yanına aldı. Leonardo Verrocchio’nun yanında Lorenzo di Credi ve Pietro Perugino gibi ünlü sanatçılarla çalışma fırsatı buldu. Atölyede sadece resim yapmayı değil, lir çalmayı da öğrendi.
Floransa’yı 1482’de terk ederek Milano Dükü Sforza’nın hizmetine girdi. Dükün hizmetinegirebilmek için köprüler, silahlar, gemiler, bronz, mermer ve kilden heykeller yapabileceğini anlattığı ancak göndermediği mektubu bütün zamanların en olağanüstü iş başvurusu sayılır.
 Leonardo, 1499’da şehir Fransızlar tarafından alınıncaya kadar 17 yıl boyunca Milano Dükü için çalıştı. Dük için sadece resim ve heykeller yapmak, festivaller organize etmekle uğraşmadı, aynı zamanda bina, makine ve silah tasarımları yaptı. 1485 – 1490 yıllarında doğa, mekanik, geometri, uçan makinelerin yanı sıra, kilise, kale ve kanal yapımı gibi mimari yapılar ile ilgilendi, anatomi çalışmaları yaptı, öğrenciler yetiştirdi. İlgi alanı o kadar genişti ki, başladığı çoğu işi bitiremiyordu. 1490 – 1495 yıllarında çalışmalarını ve çizimlerini deftere kaydetme alışkanlığı geliştirdi. Bu çizimler ve defter sayfaları, müzeler ve kişisel koleksiyonlarda toplanmıştır. Bu koleksiyonculardan birisi de Leonardo’nun hidrolik alanındaki çalışmalarının el yazmalarını toplayan Bill Gates’dir.
1499’da Milano’yu terk eden ve yeni bir koruyucu (hami ) aramaya başlayan Leonardo, 16 yıl boyunca İtalya’da seyahat etti. Pek çok kişi için çalıştı, çoğu eserini yarım bıraktı.
İnsanlık tarihinin en iyi resimlerinden birisi kabul edilen Mona Lisa için 1503’te çalışmaya başladığı söylenir. Bu resmi tamamladıktan sonra hiç yanından ayırmamış, tüm seyahatlerinde yanında taşımıştı. 1504’te babasının ölüm haberi üzerine Floransa’ya döndü. Miras hakkı için kardeşleri ile mücadele etti ancak çabası sonuçsuz kaldı. Ancak çok sevdiği amcası tüm varlığını ona bıraktı.
1506 yılında Leonardo, bir Lombardiya aristokratının 15 yaşındaki oğlu olan Kont Francesco Melzi’yle tanıştı. Melzi, hayatının geri kalanında onun en iyi öğrencisi ve en yakını oldu. 1490’da 10 yaşında iken korumasına aldığı ve Salai adını verdiği genç de 30 yıl boyunca onunla beraber olmuş, ancak öğrencisi olarak bilinen bu genç hiçbir sanatsal ürün üretmemişti.
1513 – 1516 arasında Roma’da yaşadı ve Papa için geliştirilen çeşitli projelerde yer aldı. Anatomi ve fizyoloji alanında çalışmaya devam etti ancak Papa, kadavralar üzerinde çalışmasını yasakladı.
1516’da koruyucusu Giuliano de’ Medici’nin ölümü üzerine Kral 1. Francis’ten Fransa’nın baş ressam, mühendis ve mimarı olmak üzere davet aldı. Paris’in güneybatısında, Amboise yakınlarındaki Kraliyet Sarayı’nın hemen yanında kendisi için hazırlanan konağa yerleşti. Leonardo’ya büyük hayranlık duyan kral, sık sık ziyaret gelir ve sohbet ederdi.
Sağ koluna felç inen Leonardo da Vinci, resimden çok bilimsel çalışmalara ağırlık verdi. Kendisine dostu Melzi yardımcı olmaktaydı. Salai ise Fransa’ya geldikten sonra onu terketmişti.
Leonardo 2 Mayıs 1519’da Amboise’daki evinde 67 yaşında öldü. Kralın kollarında can verdiği rivayet edilir, ancak, 1 Mayıs günü kralın bir başka şehirde olduğu ve bir gün içinde oraya gelemeyeceği bilinmektedir. Vasiyetinde mirasının esas bölümünü Melzi’ye bıraktı. Amboise’daki Saint Florentin Kilisesi’nde toprağa verildi.

Özel yaşamı  [değiştir]Leonardo, özel yaşantısını gizli tutmuştur. Fiziksel temastan hoşlanmadığı iddia edilir: “Üreme faaliyeti ve bununla bağlantılı olan her şey o kadar iğrençtir ki insanlar hoş yüzler ve duygusal eğilimler de olmasa kısa sürede yok olacaktır” sözü daha sonra Sigmund Freud tarafından analiz edilmiş ve Freud, Leonardo’nun “frijit” olduğuna hükmetmiştir.

1476 yılında, sevgilisi Verrocchio ile birlikte yaşarken 17 yaşındaki model Jacopo Saltarelli ile sodomist ilişki kurduğu gerekçesiyle adı bilinmeyen bir kişi tarafından suçlanmıştır. İki ay süren soruşturma sonucu, Leonardo’nun babasının saygın konumuna da bağlı olarak hiç şahit bulunamamamsı nedeniyle dava düşmüştür. [2] Bu olayın ardından Leonardo ve arkadaşları Floransa’daki “Gecenin Bekçileri” isimli örgüt tarafından bir süre takip edilmiştir. (Gecenin Bekçileri’nin İtalya’da Rönesans döneminde kurulan ve sodomizmin bastırılmasına yönelik faaliyet gösteren bir örgüt olduğu Podesta’nın yasal kayıtlarında da yer almaktadır)

“Salai” veya “il Salaino” takma adlarıyla da bilinen Gian Giacomo Caprotti da Oreno Giorgio Vasari tarafından “Leonardo’nun büyük keyif aldığı harika kıvırcık saçları olan ışıltılı ve güzel genç” olarak tanımlanmıştır.

Il Salaino, 1490 yılında henüz 10 yaşındayken Leonardo’nun evinde hizmetçiliğe başlamıştır. Leonardo ve il Saliano arasındaki ilişki “kolay” olarak değerlendirilmez. 1491 yılında Leonardo il Salaino’yu “hırsız, yalancı, inatçı ve pisboğaz” olarak nitelendirmiş ve onun için “Küçük Şeytan” benzetmesini yapmıştır. Yine de, il Salaino 30 yıl boyunca yoldaşı, hizmetçisi ve asistanı olarak Leonardo’nun hizmetinde kalmıştır. Leonardo, il Salaino’yu “Küçük Şeytan” olarak çağırmaya devam etmiştir. Leonardo’nun sanatçı defterlerinde çıplak olarak çizilen il Salaino yakışıklı ve kıvırcık saçlı bir ergen olarak tasvir edilir.
1506 yılında Leonardo, 15 yaşındaki Kont Francesco Melzi ile tanışır. Melzi, Leonardo’nun kendisine karşı hislerini bir mektubunda “a sviscerato et ardentissimo amore” (çok ihtiraslı ve fazlasıyla yakıcı aşk) olarak nitelendirmiştir. il Salaino bu yıllarda Melzi’nin sürekli olarak Leonardo’nun yanında olmasını kabullenmek zorunda kalmıştır. Melzi, Leonardo’nun önce öğrencisi sonra da hayat arkadaşı olmuştur.Ayrıca Leonardo Da Vinci; Fransa’nın, kuruluşu çok eskilere dayanan (1099 M.S.) Sion Tarikatı’na 1510-1519 yılları arasında üstatlık (Başkanlık) yaptığı bilinmektedir.
Her iki ilişki de Leonardo’nun zamanında Floransa’da yaygın olan erotik usta-çırak ilişkisine bir örnektir. Bu iki ilişkisinin yanısıra Leonardo’nun Cesare Borgia ve Niccolò Machiavelli ile de “dostluktan öte” bir ilişki yaşadığı iddia edilmektedir.
Leonardo’nun genç erkeklere olan ilgisi 16. yüzyılda da tartışma konusu olmuştur. 1563’te Gian Paolo Lomazzo tarafından yazılan “Il Libro dei Sogni”de (Düşler Kitabı) yer alan “l’amore masculino”daki (erkek aşkı) kurmaca bir diyalogda, Leonardo başkahramanlardan biri olarak yer almış ve “Biliniz ki erkekler arasındaki aşk çeşitli arkadaşlık duygularıyla erkekleri bir araya getiren bir erdemdir. Bu durum onları daha erkeksi ve yürekli hâle getirir” sözü Leonardo’nun ağzından verilmiştir.


Rönesans'ın çok önemli isimlerinden biriydi:  Fazlası ve Tabloları




     





Vejetaryenlik

Leonardo’nun çalışmalarından ve biyografisini yazan erken dönem yazarlardan anlaşıldığı üzere Leonardo dürüst ve ahlaki konularda duyarlı bir kişiydi. Hayata duyduğu saygı onun en azından yaşamının bir evresinde vejeteryan olduğunu göstermektedir

Eserleri:

Sanat

Floransa dönemi

Leonardo da Vinci’nin 1466-1472 yılları arasında bilinen hiçbir eseri yoktur. Bu çıraklık döneminde atölyede boyaları karıştırıp resimlerin küçük bölümlerini boyuyordu. 1472’de Floransa’da bağımsız bir ressam oldu, ancak ustasının atölyesinden ayrılmadı.

Leonardo da Vinci’nin bilinen ilk resmi 5 Ağustos 1472 tarihli “Arno Vadisi” resmidir. Leonardo’nun dehasını yansıtan bu resimde derinlik arttıkça detaylar azalır, kağıdın rengi resme hâkim olur. Bu teknik daha sonra yok oluş perspektifi olarak adlandırılmıştır.
Leonardo, 1471-1475 yılları arasında Andrea del Verrocchio’’ya “İsa’nın Vaftizi” adlı tablosunda yardım etti. Resmin ana unsurlarını Verrochio zaten çizmişti. Leonardo, diz çökmüş bir melek ile İsa’nın vücudunu resmetti. Melek, Verrochio’nın çizdiği figürlerden çok daha başarılıydı. Bunu gören Verrochio’nun fırçalarına bir daha asla elini sürmediği söylenir. Gerçekten de bu tablo, Verrochio’nun bilinen son tablosudur.

Leonardo’nun1476-1478 döneminde kendi atölyesini açtığı sanılmaktadır ve bu dönemde sipariş üzerine yaptığı en az iki resim vardır.

1. Floransa döneminde çizdiği en önemli tablolardan birisi de “Aziz Jerom”‘dur. Tamamlamış olsa Mona Lisa kalitesinde olacağı tahmin edilen bu tablo, günümüzde Vatikan’dadır.

Leonardo 1481-1482 arasında aldığı bir sipariş üzerine “Müneccim Kralların Tapınması” adlı tablo üzerinde çalıştı ancak 1482’de Milano Dükü’nün hizmetine girince dev tabloyu yarım bırakarak Milano’ya gitti.

Milano dönemi :

Milano döneminin başında yaptığı resimlerin en önemlisi “Kayalıkların Bakiresi”dir. İki versiyonu bulunan bu eserin birisi Louvre Müzesi’nde, diğer Londra Ulusal Galerisi’nde yer alır.

Kayalıklar Bakiresi’nin yarattığı ilgi üzerine ısmarlanan “Erminli Kadın”, günümüze kalan az sayıdaki resminden birisidir. Polonya’daki Çartorist (Czartorisky) Müzesi’ndedir.
1490′da Sforza’nın düzenlediği festival için yaptığı “Gezegenlerin Dansı” adlı müzikli oyun, İtalya çapında ünlenmesini sağladı.

1495- 1497 arasında en önemli eserlerinden birisi olan Son Yemek üzerinde çalışmıştır. “Son Yemek”, Milano’da bir manastır yemekhanesinin duvarında yer alan duvar resmidir. Maalesef, bu büyük eseri yaparken denediği karışım başarılı olmamış, eser daha 1500’lü yıllarda bozulmuştur.
Leonardo, Milano döneminde matematikle de uğraştı ve İtalyan matematikçi Luca Pacioli’ye “Altın Oran Üzerine” adlı yapıtını yazmada yardım etti.
En çok vaktini alan çalışma, dükün babası onuruna yapması istenen “Bronz At Heykeli” idi. Dünyanın en büyük at heykeli olması planlanan bu eser için Leonordo uzun süre atların anatomisini inceledi. 1483’te başlayan çalışmaları sonunda 1493’te dev kil modeli hazırladı. Bronz heykel için tonlarca bronza ihtiyaç vardı. Bronzun hazırlanmasını beklerken Son Yemek üzerinde çalıştı. Heykel için gereken bronz Sforza tarafından silah yapımında kullanıldığından heykel hiçbir zaman yapılamadı. Kilden yapılmış modeli ise, Fransızların Milano’yu işgalinden sonra askerlerin hedef tahtası olarak parçalandı.
Göçebe dönemi:

Milano’yu terk ettikten sonra Mantova’da dönemin ressamlarının eserlerini toplamaya meraklı Isabella d’Este’nin bir portresi üzerinde çalışmaya başladı ancak 1501’de Venedik’e gidince Isabella d’Este’nin tüm ısrarlarına ve mektuplarına rağmen eseri tamamlamadı.

Venedik’te Osmanlılar’a karşı kullanılmak üzere çeşitli projeler (Isonzo Vadisi’nde hareketli bir bent kurmak, Osmanlı gemilerinin altını delmek için dalgıç kullanmak gibi) geliştirdi ancak hiçbiri uygulanmayınca Floransa’ya geçti.
Bir manastır için Meryem ve Çocuk İsa Azize Anna İle Birlikte adıyla bilinen ve Londra’daki Ulusal Galeri’de bulunan taslağı hazırladıysa da, Cesare Borgia’dan aldığı mühendislik teklifi üzerine bu eseri de yarım bıraktı. Papa 6. Alexander’ın oğlu Cesare Borgia hizmetinde askeri mühendis olarak çalıştı, haritalar çizdi.

Cesare’den ayrıldığı sırada II. Bayezid’e, Haliç üstünde bir köprü, yel değirmeni inşaatı gibi projelerinden bahseden bir mektup yazdığı bilinir.

Floransa’ya döndüğünde Pisa ve Floransa arasında savaş vardı. Floransa’dan Pisa’ya doğru akan Arno Irmağı’nın yatağını değiştirerek şehri susuz bırakmayı planladı ancak plan başarılı olmadı.

Arno Nehri yatağı üzerindeki çalışmalardan sonra Anghiarai Savaşı adlı duvar resmi üzerinde çalıştı. 1440’ta Floransa’nın Milano’ya karşı kazandığı zaferi konu alan bu resim üzerinde çalışırken karşı duvarda da Cascina Savaşı adlı resim için Mikelanj çalışıyordu. İki sanatçı arasındaki çekişme “Savaşların Savaşı” halini aldı. Eser henüz tamamlanmadan Fransa Kralı tarafından Milano’ya çağrılan Leonardo, bir süre iki şehir arasında mekik dokuduysa da sonunda resmi yarım bırakmak zorunda kaldı. (Rakibi Mikelanj da Roma’ya çağrıldığı için kendi resmini yarım bırakmak zorunda kalmıştı.)

Milano’da saray mensupları için dekoratör olarak çalıştı, saray eğlencelerini düzenledi. Zamanla anatomi çalışmalarına döndü. Resme yeniden ilgi duyarak Mona Lisa’yı yapmaya başladı. Bu resmi ömrü boyunca yanından ayırmadı ve tüm yolculuklarında beraberinde taşıdı.

1513’te gittiği Roma’da ihtiyar bir bilge olarak saygı görmesine rağmen Rafael ve Mikelanj’ın aksine Medici ailesinden fazla sipariş almadı. Ancak Mikelanj’ın Davut (David) adlı eserinin yerinin belirlenmesi için kurulan komisyonda yer aldı ve Mikelanj istemediği halde, Floransa’daki Palazzo Vecchio önüne yerleştirilmesinde etkili oldu.

1515 yılında Fransızların Milano’yu yenmesinden sonra Guiliano de Medici, barış görüşmelerinde Fransa Kralı’na sunulmak üzere mekanik bir aslan yapma görevi verdi. Yaptığı aslan (Floransa’nın simgesi), birkaç adım yürüdükten sonra kalbinden Fransa’nın simgesi olan bir zambak çıkarıyordu. Genç kral kendisine hayran kaldı. Guiliano de Medici bir yıl sonra ölünce, Fransa Kralı Leonardo’yu çağırttı ve böylece son yıllarını Fransa’da geçirdi.

Bilim ve mühendislik :

Leonardo’nun bilim ve mühendislik alanındaki çalışmaları en az sanatsal olanlar kadar etkileyici ve yenilikçidir. 13.000 sayfadan oluşan defterlerinde yer alan notlar ve çizimler sanat ve bilimi kaynaştırmaktadır. Leonardo bu notları, Avrupa’da yaptığı seyahatler sırasında almıştır. Leonardo solaktı ve tüm yazılarını ancak ayna ile bakılınca okunabilecek şekilde yazardı.

Leonardo’nun bilime bakış açısı gözleme dayalıydı, bir bilinmezliği anlamak için en küçük detayına kadar tarif ve tasvir ederdi, teoriye ve deneye önem vermezdi. Latince ve matematik konusunda eğitim almamış olması sebebiyle, çağdaş akademisyenler onun bilimsel çalışmalarını göz ardı ettiler, oysa Leonardo Latinceyi kendi kendine öğrenmişti.


Anatomi :

 Leonardo insan anatomisi konusundaki çalışmalarına Andrea del Verrocchio’nun yanında çıraklık yaparken başladı, çünkü Verrochio tüm öğrencilerini anatomi öğrenmeleri konusunda teşvik ederdi. Sanat alanında başarı kazanmaya başlayınca, Floransa’daki Santa Maria Nuova Hastanesi’nde kadavralar üzerinde inceleme yapmasına izin verildi. Daha sonra Milano’daki Maggiore Hastanesi’nde ve Roma’daki Santo Spirito Hastanesi’nde de kadavralar üzerinde çalışmalar yaptı. 1510-1511 yıllarında doktor Marcantonio della Torre ile birlikte çalıştı. 30 yılda, farklı yaşlarda 30 adet kadın ve erkek kadavrası inceledi. Marcantonio ile birlikte anatomi konusunda teorik bir çalışma yayımlamak üzere çalışmalar yaptı ve 200′ün üzerinde çizim hazırladı. Bu çizimler ancak Leonardo’nun ölümünden sonra 1580′de “Resim Üzerine Tezler” adı altında yayınlandı.

Leonardo birçok insan iskeleti çizimi yaptı ve omurganın çift-s formunu ilk tanımlayan kişi oldu. Pelvis ve kuyruk sokumu hakkında incelemeler yaptı ve kuyruk sokumunun 5 farklı kemikten oluştuğunu belirledi. İnsan kafatasını ve beynin kesitlerini mükemmel şekilde tariflemeyi başardı. Ciğerlerin, idrar kesesinin, cinsel organların ve hatta cinsel birleşmenin yapısını gösteren çok sayıda çizim yaptı. “Hamilelik" mucizesini anlamak amacıyla fetusun anne karnındaki pozisyonu hakkında çizimler yapan ilk birkaç kişiden biridir. İnsan anatomisine ek olarak, çeşitli hayvanların anatomisi hakkında da çizimleri bulunmaktadır.
Leonardo sadece insan vücudunun yapısıyla değil, aynı zamanda fonksiyonuyla da ilgileniyordu, bu yüzden anatominin yanı sıra fizyoloji konusunda da çalışmalar yaptı. Fizyolojik deformasyonu olan kişilerle ilgili de çizimleri bulunmaktadır.
Anatomi alanındaki çalışmaları, yazılı tarihteki ilk robot tasarımınına öncülük etti. “Leonardo’nun robotu” adı verilen tasarım büyük olasılıkla 1495 yılında yapıldı ama ancak 1950′lerde farkedildi. Kan dolaşımı hakkında bilgisi olmamasına rağmen, robota eklediği kalp vanaları sayesinde kanın tüketilmek üzere kaslara pompalanmasını sağladı. Yaptığı bir çizim, 2005 yılında bir İngiliz kalp cerrahına hasar görmüş kalpleri tedavi etmek yolunda yepyeni bir yol keşfetmesi için ilham verdi.
Buluşlar ve mühendislik:
Uçma konusuna duyduğu müthiş ilgi sebebiyle, kuşların uçması hakkında detaylı çalışmalar yaptı ve arasında dört kişi tarafından çalıştırılabilen bir helikopter ve hafif bir hang glider da bulunan çok çeşitli uçan makine tasarladı.
Leonardo tarafından tasarlanan ve Château d’Amboise’da bulunan zırhlı bir tank1502 yılında Sultan II. Bayezid için, Haliç’in girişine inşa edilmek üzere 240 metre uzunluğunda bir köprü tasarımı yaptı. Bu köprü inşa edilmedi ama 2001 yılında Norveç’te Vebjørn Sand Da Vinci Projesi kapsamında, bu tasarımı temel alan daha küçük bir köprü yapılarak Leonardo’nun vizyonu hayata geçirildi.
Her ne kadar savaşı insan faaliyetlerinin en kötüsü olarak nitelese de, Leonardo’nun defterlerinde askerî mühendislik alanında da çalışmalar bulunmaktadır, bunların arasında makineli tüfekler, zırhlı tank, bombalar, paraşütler gibi tasarımlar yer almaktadır. Diğer buluşları arasında bir denizaltı, dişliler kullanılarak yapılmış ilk mekanik hesap makinesi ve yaylı bir mekanizmayla çalışan bir araba da bulumaktadır. Vatikan’da bulunduğu yıllarda güneş enerjisini kullanmak için, içbükey aynalar yardımıyla suyu ısıtacak bir tasarım yapmıştır. Leonardo’nun tasarımlarının çoğu yaşadığı dönemde hayata geçirilememiş olsa da, IBM’in desteğiyle birçoğunun modelleri yapılmıştır ve Amboise’deki Château du Clos Lucé’de bulunan Leonardo da Vinci Müzesi’nde sergilenmektedir.
Leonardo’nun defterleri:

Leonardo’nun defterleri temel olarak dört farklı konuda yazılmıştır: mimari, mekanik, resim ve insan anatomisi. Bu defterler, farklı boy ve tipte birbirinden bağımsız kağıtlardan oluşmaktadır ve ölümünden sonra dağılmış olmalarına rağmen, günümüzde Louvre, Biblioteca Nacional de España, Milano’daki Biblioteca Ambrosiana ve British Library gibi büyük koleksiyonlarda yeralır. British Library’de bulunan defterlerin bir kısmı internette htttp://www.bl.uk/onlinegallery/ttp/ttpbooks.html  adresinde incelenebilir. Codex Leicester adı verilen defter, Leonardo’nun özel bir koleksiyonda bulunan tek büyük bilimsel çalışmasıdır ve şu anda Bill Gates’e aittir.

Ocak 2005′te, Floransa’daki Basilica della Santissima Annunziata di Firenze’nin yanında bulunan bir manastırın gizli odalarından birinde, Leonardo’nun uçuş ve diğer bilimsel çalışmalarını yaptığı bir laboratuvar bulunmuştur.
Leonardo Da Vinci'nin Tabloları:






























http://www.mailce.com


Mobislyder Dünyanın ilk Taşınabilir Geniş Kamera Kaydırıcısını Sunar

iPhone ve Akıllı telefonlar ufak Video Aygıtları için Aksesuar.iPhone'lar,akıllı telefonlar,kompakt kamera ve küçük d-slr fotoğraf makinesi gibi küçük özellikli video aygıtları için özel olarak tasarlanmış.


Şık ve kompakt mobislyder kontrollü akan hareketleri,üretim,zahmetsiz ve zarif basit bir şekilde çeşitli çekim oluşturmanıza izin verir.Böylece aygıtınıza eklemek için çok çeşitli yollar ile 5 farklı bağlar mobislyder geliyor.

Mobislyder from Glidetrack on Vimeo.
Mobislyder ile birlikte:
mobilsyder
Mafsallı Mount
Mobil aygıtı bağlama
¼"Standartları bağlama
Yapışkan Top Dağı
¼"Top Dağı
Daha fazla bilgi için http://www.mobislyder.com/ ziyaret edin.

Pioneer Elite BDP-52FD ve BDP-53FD 3D Blu-ray Players

Dışında BDP-140,Pioneer Elite marka iki yeni 3D Blu-ray oynatıcılar,BDP-52FD ve BDP-53FD 3D Blu-ray ve ağ özelliği desteği ile.Yeni Elit oyuncular tamamen 3D uyumlu destekleyen 3D Blu-ray oynatıcı ve xv Renk,Deep Color ve 3D desteği ile HDMI 1.4a ile geliyor.Onlar 24fps,1920x1080p Full HD çözünürlük sunuyor,ve DTS-HD Master Audio,Dolby TrueHD ve Super Audio CD de dahil olmak üzere yüksek kaliteli ses formatları desteği.BD-Live da desteklenmektedir.


Pioneer Elite BDP-52FD Bağlantıları
BDP-52FD ve BDP-53FD Hassas Quartz Kilit Sistemi(PQLS)Bit Stream minimum stres oynatımı için HDMI üzerinden uyumlu bir Pioneer PQLS AV alıcısı ile kullanılan Multi-Channel.3D Blu-ray Disc,DVD,CD,SACD ek olarak,1080p HD oynatma DivX ve DivX Plus HD(H.264/MKV)videoları kadar destekliyor.Onların online streaming işlevselliği çevrimiçi içeriğin keyfini çıkarmanıza olanak sağlar Netflix,YouTube ve Pandora. LiNK (Pioneer 1 | 2 | 3 ]

29 Kasım 2011 Salı

Nostradamus Kimdir ve Nostradamus'un Bilinmeyen Kehanetleri!

Nostradamus




Nostradamus Kimdir? Nostradamus’un Kehanetleri Nelerdir? Nostradamus’un Gerçekleşen Kehanetleri Nelerdir? Nostradamus’un 2012 Hakkındaki Kehanetleri Nelerdir? Nostradamusun Bulunan Son Kitabında Nelere İşaret Edilmekte?

"Simya bilgini kahin tıp doktoru şifali bitkiler uzmani kozmetiklerin ve meyveleri korumakta kullanılan maddelerin mucidi bu 16. yüzyil Rönesans adami yüzyilimiza kadar olagandisi ve esrarengiz bir kisi olarak kalmistir. Bin kehaneti içeren on ciltlik "yüzyillar" adli eseri günümüze dek defalarca basılmis; ve sakladiği sirlann açiklanacagi günü beklemistir. Bir insanin gelecegi nasil bu kadar kesin bir sekilde görebildiği bilinmiyor. "


14 Aralık 1503 yılında Fransa’nın güneyinde Saint Remy de Provence kasabasında dünyaya gelen, Michel de Nostredame, “Nostradamus” adıyla anıldı. Geleceği görme yeteneği büyük babaları Jehan de Saint Remy ve Pierre de Nostredame tarafından desteklenen Nostradamus, 1522′de tıp okumaya gittiği Montpellier Üniversitesi’nden üç yıllık eğitimden sonra mezun olarak başarılı bir doktorluk kariyeri yaptı.
Nostradamus 1556 yılında kehanetlerini merak eden Kraliçe Catherine de Medici’nin de etkisiyle Kral II. Henry tarafından saraya çağrıldı. Kralın özel doktoru aynı zamanda sarayın astroloğu oldu. Dörtlü mısralar halindeki yaklaşık bin kehaneti içeren on ciltlik “Centuries” adlı eseri, Michel de Nostradamus’un kehanetleri adıyla yayınladı. 1566 yılında 1 Temmuz gecesi, 62 yaşında öldü.
Nostradamus’un Kehanetleri
Gökten taşlar inecek başına
Günümüzden yüzyıllar önce yaşamış olmasına rağmen Nostradamus, kendisine bütünüyle yabancı bu dünyayı nasıl kavrasın, nasıl tanımlasın ve onlara uygun adları nereden bulsun? Bu soruların sahibi şifre çözücü Peter McHoll, bütün bu engelleri kavramaya yönelik karmaşık bir ruh haline rağmen ünlü kahinin bu işi inanılamayacak bir başarıyla kazandığını söylüyor. Aynı zamanda McHoll’e göre bu başarı oldukça şaşırtıcı. Ve kehanetler, daha yakından ve derinlemesine incelendikçe, hayret verici, hatta ürkütücü olmakta… McHoll’un dediği gibi Nostradamus, açıklayamayacağı birçok şey gördü. Uzmanlara göre bunların başında gelen kuyruklu yıldızlar, kahin tarafından çok değişik şekillerde ifade edildi. Bir diğer şifreci Peter Lemesurier de Nostradamus’un Yüzyıllar’ının beşinci cildinde yer alan 32′nci dörtlüğü örnek gösteriyor:
Güneşin, ayın ve yıldızların altında her şey yolunda iken, Büyük bolluğun ardından yaklaşıyor felaket. Ne kadar talihli olduğunu söylerken Yuhanna’nın yedinci taşı gibi gökten inecek başına. Lemesurier’in yorumu şöyle: Nostradamus’a göre barış ve bolluk döneminin sona ereceğini bildiren ilk işaret gökten yanarak inen bir taşla gelecektir. Şifre çözücüye göre burada 2126 yılında görülecek olan Swift-Tuttle kuyruklu yıldızıyla karşı karşıya olabiliriz. Eğer o değilse bile başka bir gök cismi dünyaya çarpacak ve özellikle daha müreffeh ve zengin olan ülkelerine felaket getirecek. Lemesurier, Nostradamus’un gökle ilgili kehanetlerini başka örneklerle de yorumluyor. İkinci cilt 46′ncı dörtlükte kahin gökyüzüyle ile ilgili kehanetinde ilginç tanımlarda bulunuyor. Büyük Oynatıcı tekerleği yeniden hareket ettiriyor; Bir dönüş tamamlandı, daha büyüğü başlıyor. Kıtlık, savaş, veba ve kanlı, sütlü yağmur. Göklerden ardında alevler bırakarak geçecek ateş. Lemesurier’e göre son iki dizeyi okurken özellikle dikkat edilmesi gerekir. “Kanlı, sütlü yağmur” garip bir şeyse de, Nostradamus bu imajı dörtlüklerinde sık sık kullanır. Şifre çözücü bu kelimelerle, Nostradamus’un bu dörtlükte “Sonsuz yağmur” için şifre vermiş olabileceğini de iddia ediyor. Bu da diğer kehanetlerde sözü geçen “uzun yağmurlar”a bir gönderme olabilir. Ancak burada gökteki ateş, Kıyamet’in çok eskiden bildirilmiş büyük yıldızını temsil ediyor gibi… Halley Kuyruklu Yıldızı (eğer ondan bahsediliyorsa) 2822 yılında döneceğinden, bu dörtlüğe bir tarih verilmesinde yardımcı olabilir. Lemesurier, dünyaya çarpan dev göktaşları ve kuyruklu yıldızlar hakkında birçok kehaneti olan Nostradamus’un yeniden canlanacak ölülerle de ilgili dörtlüğünden bahsediyor. Kahin onuncu cildin 74′üncü dörtlüğünde şöyle diyor:
ÖLÜLERİN DİRİLMESİ
Büyük yedi rakamı sonunda dönünce, Töresel Oyunların zamanında Dünya göğe doğru dönüşünü durdurmadan Çoktan ölmüş olanlar topraktan çıkacak Ünlü şifre çözücü, Nostradamus’un burada kutsal kitap benzetmesine başvurarak ölülerin dirilmesinden söz ettiğini düşünüyor. Lemesurier’e göre dörtlükte ilginç olan, buna kendi iki kehanet unsurunu da eklemiş olması. Olayı kronolojik olarak özgün Fransızcası’nda “Kurban Oyunlar” diye herhalde Olimpiyatlar’ın gelecekteki bir biçimine bağlamış. Dünya düzeninin bu sona erişi yedinci bin yıl sonunda (Kahinin Tevrat kronolojisine göre 2827/28 yılında) yer alacak. Nostradamus “gördüğü” şeyleri tanımlamakta da çok başarılıydı.
Mehdi gelecek, altın çağ başlayacak
Ünlü Alman edebiyatçı Goethe’nin, “Sürekli yaşamın sırrının izlerini süren, zamanın ardındakileri görebilen, o zamana kadar akıl edilememiş bağlantıları çözümleyen kişi…” satırlarıyla tasvir ettiği Nostradamus için uzmanlar, sadece savaş, kan, gözyaşı ve felaketleri gördüğü gerekçesiyle ‘karamsar kahin’ yakıştırması yapıyor.
İYİLİĞİN SAVAŞI
Ancak bugünkü bölümde ünlü kahinin ‘barış’ın hüküm süreceği günleri ve öncesinde Mehdi’nin dünyaya gelişini’ anlattığı kehanetlerini yayımlıyoruz. Kahin, Mehdi’den kitabın onuncu cildinin 75′inci dörtlüğünde bahsediyor: Uzun süredir beklenen kişi hiç dönmeyecek Avrupa’ya; Asya’da ortaya çıkacak Hermes’in birliğinden gelen biri, Doğu’nun bütün krallarının üstünde ünlenecek. Şifre çözücüsü R. W. Velch bunu şöyle yorumluyor: “Kahin ‘beklenen kişi’ ile Mehdi’yi kastediyor. Ve Mehdi Asya’da ortaya çıkıyor.” Ancak üçüncü satır Velch ve diğer şifre çözücüler arasında tartışma başlatıyor: ‘Hermes’in birliğinden gelen biri.’ Hermes, Mısır mitolojisinde ‘Tanrılar’ın mesajcısı’dır. Yani Nostradamus, Asya’da ortaya çıkacak bu liderin aslında Ortadoğu’dan, Mısır’dan geleceğini görmüş olabilir. Bu nedenle Velch ve diğer şifreciler de bu satırı “Ortadoğu kökenli Mehdi, Asya’da belirecek” diye özetliyor. Peki Mehdi ne zaman gelecek? Şifre çözücüler, bu tarihi “Altın Çağ” olarak yorumluyor. Peter Lorie, savaşların ardından insanoğlunun güzellik ve barışla tanışacağı bu çağın başlangıç tarihini dahi veriyor: 2016-2020 “Kötülüğün iyilikle savaşı” ile ilgili, Nostradamus’un kral II. Henry’ye yazdığı mektubu inceleyen Lorie, mektubun son satırlarına dikkat çekiyor: Bugün, bugün ve biraz zaman sonrası yok olacak. Bu uzun süren dönemden sonra Satürn’ün saltanatı, Altın Çağ yeniden başlayacak. Kullarının acısını hisseden yaratıcı, Tanrı, Şeytan’a dipsiz kuyunun derinliklerine gidip orada bağlı kalmasını emredecek. Daha sonra Tanrı ile insanoğlu arasında evrensel bir barış başlayacak. Ve Şeytan bin yıl boyunca orada bağlı kalacak. Ve daha sonra bağlarından kurtululacak.




ŞEYTAN’IN GELİŞİ
Lorie’nin iddiasına göre, Kahin ‘evrensel barış’ kelimesi ile Mehdi’nin geleceği Altın Çağ’a dikkat çekiyor. Nostradamus’un 1000 yıl süreceğini öne sürdüğü Altın Çağ’dan sonra Şeytan dünyaya geri dönecek Şeytan’ın Altın Çağ sonrası döneceğini yorumlayanlardan biri de Velch. Mehdi kehanetinin gerçekleşme oranının yüzde 90 olduğunu belirten Velch, bunun nedenini de şöyle açıklıyor: “Kahinin yaşanacak zor günlerin sonunda, insanların gökyüzüne açılacakları yepyeni bir çağdan bahsederek, kehanetlerini noktaladığına dikkat etmek gerekir. Tüm Ezoterik Gelenekler’de bahsedilen ‘Altın Çağ’ inancı, Nostradamus’un ifadelerinde de yer almıştır.”
2025′e kadar Dünya ekseni değişecek
Dünya’yı büyük çevre felaketlerinin beklediğini öne süren Nostradamus, depremler sonucu 2025 yılına kadar Dünya ekseninin değişeceğini söylüyor.
New York’lu şifre çözücü Peter Lorie, ‘gelecek mühendisi’ olarak tanımladığı Nostradamus’un dörtlüklerinden hareketle, bir çok uzmanın kahinin dörtlüklerinde 2012 yılına dikkat çektiğini, ama insanoğlunun ilk önce 2007 yılına önem vermesi gerektiğinin altını çiziyor. “Nostradamus’un kehanetlerine göre 21′inci yüzyılın başı yeni olaylara gebe” diyen Lorie kahinin ‘Yüzyıllar’ eserinden örnekler veriyor.
2007′YE DİKKAT
Dünya’nın merkezinden çıkan volkanlar, New York civarında sarsıntılara sebep olacak. İki büyük kabahat uzun bir savaşa tutulacak Ve sonra Syracuse yeni bir nehri kızıla boyayacak Mars, Merkür ve Ay bir araya geldiğinde, Hindistan’ın güneyine ve Asya’ya doğru Büyük kuraklıklar olacak Dünya depremlerle titreyecek Kahinin bu kehanetlerinden yola çıkan Lorie, dörtlüklerde içinde bu yüzyılın problemlerinin anlatıldığını söyleyerek insanları uyarıyor: “Bu hızla gidersek, 2006 yılından itibaren hiç tropikal orman kalmayacak. Böylece ağaçlar havayı temizlemek görevini yerine getiremeyecek. Problemler 2007 yılından itibaren kendini hissettirmeye başlayacak.” Ünlü şifre çözücü, iklim bilimcilerin yeni bin yılın ilk yıllarında dünyanın şimdiye kadar görülen en büyük kuraklığa sahne olacağını söylediğini belirtiyor ve ekliyor: “Fırtınalar her zamankinden daha sık olmakta. Yakın zamana kadar büyük fırtınalar birkaç yılda bir olmaktaydı. Ancak şimdi neredeyse altı ayda bir görülmekteler.” Lorie’ye göre, kahin dörtlüklerinde 2025 yılına kadar sadece depremlerden değil, belki dünyanın ekseninin bile değişimine sebep olabilecek ’sismik aktivitelerden’ bahsetmekte. Baharda kehanetler olacak ve bunu takip eden olağanüstü gelişmeler, Ülkelerin altının üstüne gelmesi ve büyük depremler… Ekim ayında da dünyanın büyük bir hareketi olacak Ve gezegenin yerçekimini kaybettiğini düşünecek insanlar olacak, Cehennemin derinliklerine gömülecekler. New Yorklu yazar, 21′inci yüzyılda amansız hastalıkların insanoğlunun başını çok ağrıtacağını da, Nostradamus’un dörtlüklerinden örnekler vererek açıklıyor.   





                                          



SALGIN HASTALIK
İki şehrin girişinde ve içinde, Daha önce hiç görülmemiş iki hastalık olacak Demir hariç, hastalığın yol açtığı açlıktan en sonunda, Büyük ebedi Tanrı’ya yardım için yalvaracaklar. Yüzyıllar kitabında yaklaşmakta olan büyük bir salgın hastalığa dair birçok dize vardır. Lorie’ye göre Nostradamus, etkisi çok daha büyük olacak ve ABD’yi sarsacak bir salgından söz ediyor. Bunlar HIV virüsü, depresyon, uyuşturucu bağımlılığı, yoksulluk, deli dana, cehalet ve önyargı…
Dünya karanlığa gömülecek
Nostradamus, çevre felaketlerine ilişkin kehanetlerinde, güneş ve ayın bir bulutla örtüleceğini ve dünyanın karanlık içinde kalacağını öne sürüyor.
Tüm zamanların en tanınmış kahini Nostradamus’un deprem, sel ve diğer doğal felaketlerle ilgili kehanetleri olduğu da bilinmekte. Kehanetlerin şifrelerini okuyan uzmanlardan Fransız Peter Lemesurier, küresel ısınmaya ve kahinin birinci cilt 17′inci dörtlüğüne dikkat çekiyor: Kırk yıl hiç gökkuşağı görülmeyecek Sonra kırk yıl boyunca her gün görülecek Kurak topraklar daha da kuraklaşacak Ardından dev su baskınları gelecek.
Kuraklık Alarmı
Lemesurier, kahinin bu dörtlüğüyle 21′nci yüzyıldaki sorunlara işaret ettiğini düşünüyor. Lemesurier’e göre kuraklığın insanoğlunun belini kıracağı dönemler yakın. Ardından da büyük bir sel gelecek. Bir diğer şifre çözücü Peter Lorie de onunla hemfikir: “2015 yılına kadar hızlı iklim değişiklikleri gözlenecek, birkaç ay gibi sonra kuraklıktan sellere, sonra tekrar kuraklığa geçilecek.” Fransız Jean-Charles de Fontbrune ise Lemesurier’in bir zaman hatası yaptığına inanıyor. Ona göre, bu 40 yıllık karanlık dönemle Nostradamus I. Dünya Savaşı sonrasını anlatıyor. Lemesurier’in dikkat çektiği bir diğer dörtlük ise kahinin Yüzyıllar eserinin üçüncü cildindeki 4′üncü dörtlük: Güneş ve ay kendi görevlerini bırakınca Uzakta ama yavaş yavaş artarak Soğuk, kuraklık ve tehlike yaklaştıkça sınırlara Birinci kehanet gerçekleşecek. Şifre çözücünün yorumu şöyle: “Güneş ve Ay’ın bir bulut ya da dumanla örtülmesi sonucunda dünya soğuyacak. Isınma eksikliğinden ve dünyanın hava sisteminin zayıflamasından dolayı kuraklık olacak.” Aynı cildin 34′üncü dörtlüğü de küresel ısınmaya dikkat çekiyor: Güneş artık ışık vermeyince, Gün ortası bir canavar belirecek. Bu değişik yollarda yorumlanacak Altını umursamıyor, hiçbir şey pahalı değil onun için Lemesurier’e göre I. cildin 67′nci dörtlüğü de sonun başlangıcının sinyali: Büyük açlığın çoğaldığını görüyorum Bir orda görünecek bir burda, sonra yayılacak dünyaya O kadar büyük ve o kadar geniş ki Koparacak ağaçları köklerinden ve süt emen bebekleri annelerinden. Fontbrune bu dörtlükteki yorumuyla bu kez Lemesurier’le aynı fikirde olduğunu söylüyor: “Bebekleri annelerinin göğsünden koparmak ifadesi, Somalili ve Etiyopyalı annelerin, bir deri bir kemik kalmış vücutlarında kupkuru sallanan göğüslerini anlatıyor. Ve bu göğüslerde olmayan sütü çekmeye çalışan bebekleri…”
Kendi ölümünü gördü
Nostradamus “İyi geceler” diyen papaza “Sabah öleceğim” dedi. Mezarının da hangi tarihte açılacağını bilmesi herkesi şaşırttı.
Gut romatizması ve su toplaması nedeniyle durumu ağırlaşan Nostradamus, 1 Haziran 1566 gecesi kendisine “İyi geceler” diyen bir papaza şu cevabı verir: “Bu son gecem. Sabaha ölmüş olacağım…” Nostradamus, 2 Temmuz 1566 sabahı, 62 yaşındayken odasında ölü bulundu. Böylece Nostradamus’un son kehaneti kendi ölümü oldu. Nostradamus’un ölümü, 141′inci kehanetindeki gibi oldu: “Kralın armağanını aldıktan sonra, bir saray dönüşü, verecek son soluğunu. En sevgili dostları, yakınları yatağının ve sedirin başında, ölmüş bulacaklar onu…”
KİNİN LANETİ
Cordeliers Kilisesi duvarına dikey olarak gömülen Nostradamus’un hikayesi bununla bitmedi. John Hogue’un “The New Revelations” isimli eserine göre Nostradamus’un mezarı 1700′de yerinin değiştirilmesi amacıyla açılıp kilisede başka bir yere taşındı. 1566 yılında ölen Nostradamus’un üzerinde, mezarın açıldığı tarih olan “1700″ yazılı bir madalyon bulundu. Kendi mezarının açılacağını öngören kahin bu olaydan 91 yıl sonra yaşanacaklar hakkında da bir dörtlük yazdı. “Kim ki bulduğunda mezarı açacak ve kim ki açtığı bu mezarı hemen kapamayacak, lanet onu bulacak ve kimse nedenini bilmeyecek.” Tıpkı bu dörtlükteki gibi Fransız İhtilali sonrası 1791 yılında sarhoş Fransız askerleri Nostradamus’un mezarını açtılar. Hikayeye göre bu askerler daha sonra Marsilya’daki üslerine geri dönerken kral taraftarları tarafından pusuya düşürülüp ve vahşice öldürüldüler.
TAKVİME İŞARETLEDİ
Dul eşi Anne şu sözleri Latince olarak, tabutunu örten 2.5 metre boyundaki mermer duvara yazdırttı: “Burada bütün ölümlülerden farklı olarak, yıldızların etkisiyle geleceği gören kalemiyle olayları kaydetmeye layık bulunmuş meşhur Michel Nostradamus yatıyor. Altmış iki yıl, altı ay ve yedi gün yaşadı. 1566′da Salon’da öldü. Gelecek nesiller onun istirahatını bozmasınlar. Anne Posart Gemelle eşine gerçek mutluluk diler.” Peter McHoll’un Nostradamus isimli kitabına göre 1566 yılında ölümünden sonra cebinden bir takvim çıkmıştır. Ve bu takvimde astrolojik bir hesap sonucu olması gereken kendi ölüm tarihini işaretlemiş ve 2 Temmuz tarihinin yanına şöyle bir not düşmüştür: ‘Hie mors prope est.’ Burası iş görenin mezarıdır.
Türkiye kehaneti deprem ve savaş
Nostradamus: Güney Asya’dan sonra Türkiye’de deprem olacak.
İngiliz uzmanlar, Nostradamus’un Yüzyıllar adlı kitabının üçüncü cildini şöyle yorumluyor: 
Endonezya depremleri sonrası Yunanistan ve Türkiye’de karışıklık (yer sarsıntıları) olacak.
Fransız uzman Fontbrune ise karşı: O ciltteki kehanet Gölcük depremiydi. Yeni deprem yok.
Nostradamus’un haber verdiği depremin 1999′da olduğunu iddia edenlerin yanı sıra kimilerine göre büyük bir deprem daha bekleniyor.
Astrolojiden faydalanarak kehanetlerinde kesin zamanlama verileri kullanan ilk kahin Nostradamus, öngörülerinde Türkiye’ye de yer ayırıyor. Türkiye ile ünlü kahinin iki kehaneti bulunuyor: Deprem ve savaş Fransız şifre çözücü Jean-Charles De Fontbrune’ye göre, Türkiye ilk olarak ikinci cildin 52′nci dörtlüğünde geçiyor: Atina ile savaş Geceler boyunca yeryüzü sallanacak, Sonraki baharda iki kez daha olacak Korent, Efes boğulacak denizde Yiğit şampiyonlar savaşa girecek… Üçüncü satırdaki Korint Yunanistan’ı, Efes ise bazılarına göre İzmir’i bazılarına göre Türkiye’yi temsil ediyorFontbrune’ye göre, ilk satırda bahsedilen depremler Güney Asya’da oluyor. Depremler ’sonraki bahar’da da devam ediyor. Bu tarihin 2005 ya da 2007 olduğuna inanılıyor. Fontbrune’un ismini veremediği bir ülke iki deniz (Ege ve Karadeniz) arasından geçerek Yunanistan ve Türkiye’ye karşı yola çıkacak. Ardından iki ülke askeri savaşa girecek Türkiye ile ilgili ikinci kehanet üçüncü cildin üçüncü dörtlüğünde geçiyor: Mars, Merkür ve Ay biraraya gelecek, Güney’de korkunç bir kuraklık görülecek Asya’nın dibindeki toprak sarsılacak Korent ve Efes’te karışıklık… Güney Asya’daki 26 Aralık ve 28 Mart depremleri sonrası İngiliz bilim adamları bu dörtlükteki üç satırı ‘Endonezya depremleri’ni temsil ettiğini açıklamış ancak ‘Yunanistan ve Türkiye’de karışıklık’ satırını yorumlamamıştı. İnternet'teki bazı kaynaklar Güney Asya depremleri sonrası Türkiye’de yeni bir depreme neden olabileceğini öne sürerken, Fransız Fontbrune dördüncü satırın Gölcük depremini temsil ettiğini söylüyor. Çünkü Gölcük depreminden 6 gün önce birinci satırda geçtiği gibi güneş tutulması yaşanmıştı. Ve Türkiye’nin geçtiği son dörtlük, beşinci cildin 25′inci dörtlüğü Mars, Güneş, Venüs Arslan burcunda, Arap prensi, kilisenin egemenliğini denizde yenecek. İran’da bir milyondan fazla insan birleşecek. Gerçek yılan Türkiye ve Mısır’a saldıracak Fontbrune’a göre “Gerçek yılan” Asyalı bir ejderhayı yani Çin’i anlatıyor. Bir milyondan fazla insan (asker) İran’da toplandığında Çin, Türkiye’ye ve Mısır’a saldıracak. ‘Arap Prens’ ifadesiyle, Ortadoğu yoluyla Asya’dan Avrupa’ya ilerleyen, orduları milyonlarla sayılan dev bir güç kastediliyor… Bu savaş tarihi ise Nostradamus’un takvimine göre 15 Ağustos 2015.
Endonezya depremi sonun başlangıcı mı?
Nostradamus kehaneti: Üçüncü Dünya Savaşı 2076′da, dördüncüsü ise 2106′da çıkacak.
1000 yıl huzur olacak

Nostradamus’un kehanetlerindeki şifreyi inceleyen uzmanlara göre Dördüncü Dünya Savaşı sonrasında bin yıllık barış çağı yaşanacak.

Dünya yok olmayacak



İddia şöyle devam ediyor: Hayat 3797 yılında sona erecek. Nostradamus’a göre sadece insanlık bitecek, dünya hiç yok olmayacak.
Nostradamus’un, ‘kesin’ kehanetlerinin 2012 yılında son bulması ve kıyamet öncesinde afet ve savaşların yaşanacağını iddia etmesi, akıllara ‘Endonezya depremi sonun başlangıcı mı?’ sorusunu getirdi.
1555′te kaleme aldığı kehanetlerin birçoğu gerçekleşen Fransız kahin Nostradamus’la bilinmeyene doğru bir yolculuğa çıkacağız. Kendi ölümünü dahi gören bir adamın kehanetlerini sunacağız. Dizimize Nostradamus’un şifrelerini çözen uzmanların kıyamet yorumlarından başlıyoruz. Yorum siz okurlarımızın…
Kıyamet ne zaman kopacak? Endonezya’daki depremler kıyametin alametleri mi? Globalleşen dünyada dinler arası bir savaş çıkacak mı? Günümüzde pek çok insan bu gibi soruların cevabını, yüzyıllar evvel yaşamış bir Fransız kahinin kehanetlerinde arıyor. Bu kahinin adı Nostradamus!…
KIYAMET İÇİN İKİ TARİH
Yaşanan pek çok doğal afetten ve gündeme damgasını vuran pek çok gelişmeden sonra gündeme gelen Nostradamus son olarak Endonezya depremleriyle ilgili kehanetleriyle tartışma konusu oldu. Bu depremler kahinin bahsettiği ’sonun başlangıcı’ olabilir mi?.. Bu yorumdan yola çıkacak Nostradamus dizimizin ilk gününü ‘kıyamet’e ayırıyoruz. Nostradamus’un dünyanın sonu ile ilgili gördüğü iki tarih var: 2012 ve 3797… Kahinin bu iki rakamı niye verdiğini iki ünlü ‘şifre çözücü’nün şöyle yorumluyor: Nostradamus, dünya ile kehanetlerini 2012 yılına kadar görüyor. Ancak yüzeysel kehanetler ise 3797′ye kadar devam ediyor. Bazıları, detaylı olarak kaleme aldığı 2012 tarihini ‘kıyamet’ olarak yorumlarken Amerikalı Tad Mann, “Nostradamus, Yüzyıllar’ın (kehanetlerini topladığı kitabın adı) girişinde 3797 yılından bahsetmektedir. Ancak kehanetlerini 2000′li yıllarla sınırlandırır. Böylece kehanetlerini 2000′li yıllarla sınırlamış olur” diyor. Mann, bu açıklamasıyla Nostradamus’un gözüyle kıyametin 2012′de olmayacağının da altını çizer.
2050′YE KADAR SAVAŞLAR
3 797 yılındaki sonla ilgili en detaylı araştırma da Peter McHoll tarafından yapılmıştır. McHoll’a göre, 3797 rakamı, son günün tarihini vermektedir. Kahinin hesap sistemine göre bu tarihle beraber insanlığın dördüncü büyük çağı biter ve ’saat’ durur. McHall, Nostradamus’un astrolojik takvimine şöyle dikkat çeker: “Hz. İbrahim ile birlikte Koç Çağı başladı. İnsanoğlu Yaratıcısı’nın bilincine vardı. Hz. İsa ile birlikte Balık Çağı başladı. Şu anda ise Kova Çağı’nda bulunmaktayız. Ve bu çağda doğal afetler dünyanın kapısını çalacak. Bu da insanoğlunun yeteneklerinin koşullara uyum sağlamasını sağlayacak.” McHall’a göre, Nostradamus Kova Çağı sonrası 1000 yıllık bir dönem görüyor. Sona doğru girilecek bu 1000 yıllık dönemde ‘barış çağı’ yaşanacak. McHall’un yorumlarına göre, 2050 yılına kadar büyük savaşlar olacak. Avrupa büyük acılara gebe kalacak ve Almanya tekrar ikiye bölünecek… İran Şahı’nın devrilmesiyle başlayan ve 2050 yılına kadar sürecek olan 73 yıl 7 aylık ‘Arap egemenliği’ de 2050′de sona erecek. (McHall, Nostradamus ‘Arap egemenliği’ kelimesi ile neyi kastettiğini açıklayamıyor) Almanya’nın yeniden birleşeceği 2050 yılına kadar savaş ve hastalıklarla boğuşacak olan yaşlı dünya, bu tarihten sonra 26 yıl sürecek bir huzur dönemine giriyor. Nostradamus’a göre III. Dünya Savaşı 2076′da meydana geliyor. (Bir kısım şifre çözücüler III. Dünya Savaşı’nın tarihi için 1987′yi gösterirken McHall, Nostradamus’un ne kadar süreceği belli olmayan bu savaşın tarihini 2076 olarak gördüğünü iddia ediyor) Fransız kahin, ‘büyük kaos’ dönemi dediği IV. Dünya Savaşı’nın tarihini de belirliyor: 2106!.. Kahinin hesabına göre, üç kuşak sonramız ‘en kanlı dünya savaşı’ ile tanışıyor ve bu savaş 25 yıl sürüyor. Nostradamus, Kuzey-Güney çekişmesi diye adlandırdığı bu kanlı savaşı şöyle anlatıyor: Fas’tan çıkıp gelecek kralları Avrupa’ya Ruhları parçalayıp, kentleri yakıp yıkmaya. Asya’nın büyüğü dev ordularla aşacak karayı, suyu, Mavileri, babayı ve haçı kovalamaya…
ABD’DEN ATOM BOMBASI
McHall bu dörtlüğü şöyle yorumluyor: “Afrikalılar, eski Avrupa’nın üstüne yürümek için Doğu Asyalı halklarla anlaşıyor. Bir başka yerde Anibal’dan bahseden Nostradamus, İsa’dan 200 yıl önce filleriyle İspanya üzerinden Roma’ya yürüyen komutanı anımsıyor ve şöyle diyor: Başka bir deyişle, geçmiş günlerin sömürülen ülkeleri, yeni bir dünya savaşının başlamasına sebep olacak.” Afrika ve Asya’nın Avrupa çıkarmasının ardından Amerika II. Dünya Savaşı’nda olduğu gibi bir kez daha ‘Yaşlı Kıta’ya yardıma geliyor. Nostradamus, bu kehanetini de kitabının ikinci cildinin 78′inci dörtlüğünde şöyle anlatıyor: Punya ve Galya kanlarından oluşan o adaları Kana boyuyor denizin derinliklerinden büyük neptün. Ve, kolaylıkla elde edebilmek için bu kıyıları Öyle zararlı, çok daha fazla gökte yazılandan McHall’un yorumu şöyle: “Büyük Neptün, yani ABD, Fas ve Tunus üstüne atom bombaları gönderiyor. Patlamalar öyle bir aydınlanmaya neden oluyor ki, geceler gündüz gibi oluyor. Ve Dünya, bu savaşlardan sonra 1000 yıllık barış çağına giriyor.”
ADOLF HITLER
Hiffler(Hisler) adında bir Almanın çarpık hacıyla Polonya’ya gireceğinden bahsetmiştir. İsimdeki benzerlik, çarpık haç ve Polonya isimlerinin tek bir kehanette geçmesi kafa karışıklığına yol açıyor. Uzun bir süre Hiffler (yada Hisler) isminin yanlış yazdığı düşünülmüş ancak Hitler’in doğduğu evindeki buzdolabının arkasına annesi adını bu şekilde kazımıştır.


http://www.forumuz.net

Sponsor

Ad

E-posta *

Mesaj *

Text Widget

Labels

Channels

Category 3

Güncel Teknoloji Blogu..

Labels

Sponsors

Post of the week

Find us on facebook

Son Yorumlar

https://www.facebook.com/seyitshnn

Partners

++Teknoloji Kalemim

Pages

Blogger tarafından desteklenmektedir.

Channels

Labels

Channels

Channels

Popular Posts

Blog Arşivi

Followers

Blog Archive

Postagens populares

Sidebar One

Stats

Category 2

Category 3

Popular Posts

Join the Club