Yeryüzüne düzen ve Allah’ın hidayetini (Allah’a ulaşmayı) sağlamak için gönderilen İslamiyet ve ona tüm benliğiyle inanan ve hisseden insanlar için, yaşadığımız dönemin yaşam koşullarının bize ağır gelmesi kaçınılmazdır.
İnanan ve iman eden herkes için hayattaki tek gayenin Allah’a ibadet etmek olduğunu bile bile, dünya işlerine kendimizi kaptırarak bu görevin unutulması, hatta Allah’a ibadet etmeyi bile yalan dolanlarla karıştırıp insanların kolayına getirilmesi, artık İslamiyet’e göre beklenilen sona varış dönemi olan “Ahir Zaman”ı yaşıyor olduğumuzun neredeyse bir kanıtı niteliğindedir.
Eminim bu yazıyı okuyanlar arasında, “Dinin nedir ?” diye sorulduğunda “Müslümanım” diyen, fakat Müslümanlığın şartlarını uygulama konusunda hiç bir şey yapmamış, hatta bunu günlük bir konuşma diliyle cevaplayıp, bu eksikliğin en ufak bir sıkıntısını bile duymayan bir çok insan olacaktır.
Evet… Biz Müslümanız ve yapmamız gereken, Allah’a karşı yükümlü olduğumuz şeyler var. Sadece bir on dakika ayırıp; tüm dünyevi işlerinizi unutup (Borç, sağlık, para, mal, mülk, hasret, sevgi, korku, üzüntü, sevinç ) bir an için neden bunları yaşadığımızı, neden varoluğumuzu, ve ölüm gerçeğini bir düşünün. Belki bir on dakika bu sorulara cevap vereceksiniz ama aradan biraz vakit geçtikten sonra yine yapıyor olduğunuz şeyleri yapacaksınız, ya da belkide gerçekten Allah izin verirse onun hidayetine ulaşıp gerçek bir Müslüman olacaksınız kim bilir. Ama şu bir gerçektir ki, ahir zaman da bunları ne kadar düşünürseniz düşünün, hadislerde belirtildiği gibi bu zor zamanda imanı elde tutmak kor ateşi elde tutmak kadar zor olacaktır.
Ahir zaman ile ilgili birkaç sahih hadislerden örnek vermek gerekirse;
1) “İnsanların üzerine öyle bir zaman gelecek ki dininin gereklerini yerine getirme konusunda sabırlı/dirençli davranıp müslümanca yaşayan kimse avucunda ateş tutan kimse gibi olacaktır.”(Tirmizî, Fiten,73; Ebu Davud, Melahim,17).
2) Efendimiz; “o günlerde iyi bir iş yapan kimse, başka zamanlarda o işin aynısını yapanın alacağı ecrin, sevabın elli katını alacağını..” müjdelemiştir.(bkz. a.g.y).
3) “Öyle bir zaman gelecek ki, kişi helâlden mi haramdan mı kazandığına aldırmayacak!” (Buharî, Büyû; 7)
4) Rasûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-:
“-İnsanlar üzerine öyle bir zaman gelecek ki o vakit müminin kalbi tuzun suda eridiği gibi eriyecek!” buyurdu. “
“-Niçin eriyecek yâ Rasûlallah?” diye sorulduğunda:
“-Kötülükleri görüp de onları değiştirmeye güç yetiremediği için” buyurdu. (Ali el-Müttaki, Kenz, III, 686/8463)
Bu ve aynı konuyla ilgili söylenmiş birçok sahih Hadis-i Şerif’e, buradaki yazımda paylaşmış olduğum videodan ulaşabilirsiniz. Konumuzu toparlamak gerekirse, yaşadığımız dönemin farkında olup, dinimizi yaşamaktan utanmadan, Allah’ın emirlerini hayatımızın en ön planına getirirsek, digger kalan dünyevi işlerde Allah, zaten bizlere yardım edeceğini söylüyor. Bunu bilerek yaşamak hem içimizdeki sıkıntıyı giderecek, hem de huzur ve İslamın güzellikleriyle dolu bir ömür yaşamamızı sağlayacak. Allah tüm müslümanlara, müslümanlığın gerçek esaslarıyla yaşaması için yardım etsin…