Yazar dediğin;
1- Yazılarınızı yazarken öncelikle ortamın ruhsal haliniz ile uyuşmasını sağlamalısınız. Ruhsal halinizi yazılarınıza yansıtacağınız için bu konu önemlidir. Yazıyı yazmış olduğunuz ortamı düzenleyin. Kendi zevkinize göre ortamı düzenledikten sonra, ilk işlem tamamlandı. Böyle böyle işlemleri paragraflar halinde anlatacağım. Hepsine uymak zorunda değilsiniz ama rahat bir yüzde ellilik bölüme uymalısınız ki faydasını göresiniz.
2- Oda düzenlenme işlemi tamamlandıktan sonra şimdi sıra geldi havalandırma işlemine. Odanızı havalandırmalısınız. Havasız bir ortamda insan ruhsal olarak çöker ve rahat düşünemez. Uykunuz gelir ve üstünüzde bir halsizlik belirir. Odanızı havasız bırakmamanızı öneriyorum. Eğer havalar soğuk ise balkona yada dışarı çıkarak 3-5 dakika hava alabilirsiniz. Temiz hava, temiz düşünceleri doğurur.
3- Yazı yazmak için bilgisayarınızın olduğu odayı düzenledik. Sıra geldi, şarkı listenizi oluşturmaya. Bu iş sadece sizin zevkinize bakıyor. Her yazarın bir listesi vardır. Sizin de yazar olduğunuzu düşünürsek şarkı listesi oluşturmamanız için hiç bir neden yok. Oluşturmuş olduğunuz listeyi makalelerinizi yazarken dinleyerek ferahlık sağlayacaksınız kendinize.
4- Okumayan yazarın, yazarlığından şüphe ederim. Eğer gazete, kitap gibi şeyleri okumuyorsanız en basitinden siteleri okuyunuz. Sektörünüz ile aynı olan blogları okuyabilirsiniz. Örneğin; Webmaster blogu olan bir birey webmaster bloglarını okuyarak bu konu hakkında daha çok bilgi sahibi olabilir ve yazacak bir çok konu bulabilir. Seo içerikli bir blogunuz var ise seo içeriği yayınlayan blogları okuyarak bu konu hakkında da daha fazla bilgiye sahip olursunuz.
5- Yazı yazamayan bir çok insan aslında konu bulmada sıkıntı çektiğinden değil başlık bulmada sıkıntı çektiğinden yazamaz. Başlığı makaleden önce bulup bütün makaleyi o başlığa göre şekillendiren bireyler var ki, vah o hallerine. Makale önce yazılır ardından içeriğe uygun şekilde, ilginç ve merak uyandırıcı başlık seçilir. Yani başlık seçme işlemi sona bırakılır. Bu olayı daha önce neredeyse hiç bir blogda okumadım. Sanırım siz de başlığın sonradan seçileceğini bilmiyordunuz. Neyse öğrenmiş oldunuz unutmamanız dileğiyle. Fazla dağıtmadan konuyu, makaleme devam ediyorum.
6- İlkler her zaman zor ve menfaat ister. O ilk yazılar var ya ilgi görmek ister. Sevgiliniz misali, blogunuza yahut yazılarınıza önem verin. Arada koruyup kollayın ki ondan kopmadığınızı bilmeli. Çok sevdiğim bir kitabın yazarı kitabın ön sözünde bir açıklama yapmıştı. Açıklama " İlk yazılarımı hala saklıyorum. Onlar benim için altın değerinde. " gibisinden bir açıklamaydı. O sözü hiç unutmam. Bütün yazmış olduğum makalelerimi, hemen hemen o söz bilgisayarımın sağ üst bölümüne asılı dururken yazmışımdır.
7- Bu konu tutar mı acaba? Yazacak konu bulamıyorum derdiyle aynı bir hastalıktır. Konu tutulması için yazılan makaleler genellikle başarısız oluyor. Hiç beklemediğim bir makalem yaklaşık bu blogumda 15 bin defa okunmuş. Demem o ki bu soruyu artık tarihe gömün, tabii diğer sorularla birlikte.
Bahsi geçen tavsiyelere uyarak ellerinizden daha fazla randıman sağlarsınız.
Anlaşılan o ki hedef başarıya ulaşmış.
Son olarak; " Ne kadar ekmek o kadar köfte ;) "
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder