Rusya nükleer uzay yolculuğunu tartışıyor. Yeni teknikle Mars yolculuğu yarı yarıya kısalacak.
Rus uzay ajansı Roskosmos, nükleer enerjiyle çalışan roket geliştirmeye başladı. Yeni teknikle Mars yolculuğunun 250 günden 125 güne düşmesi bekleniyor. İnsanlı Mars yolculuğu gerçi on iki ila on dört yıl içinde gerçekleşebilir ama Rusyanın bu dev projeyi tek başına sırtlayamayacağını söylüyor Rus uzay araştırmacısı Anderj Jonin. Maliyeti yaklaşık olarak 500 milyon Avro olan roketin 2018 yılında hazır olacak prototipi reaktör aracılığıyla çalışacak.
Bu reaktör, hidrojenin 2000 dereceye kadar ısıtılması için gerekli ısıyı üretiyor. Bu ısı ise yüksek bir hızla roketin arkasından dışarı atılıyor. Nükleer ateşleme tertibatının en önemli avantajı gazın çıkış hızının saniyede 9000m kadar olması ki bu bildik roketlerdekinin iki katı. Nükleer ateşleme tertibatı teorik olarak bu hızı bile aşabilir.
Peki hatalı bir kalkış anında dünyayı ne gibi tehlikeler bekliyor? Nükleer enerjiyle çalışan roket örneğin 1986 yılında kalkıştan on kilometre sonra patlayan Challenger uzay mekiği gibi parçalanırsa ne olur?
Bu yükseklikte dağılan bir reaktörün bıraktığı önemli miktardaki radyasyon, Amerika’nın bir numaralı uzay istasyonu olan Kennedy Uzay Merkezi’nin büyük bir kısmını kirletir, diyor uzmanlar ve eğer 2003 yılında uzaydan dönüşte Texas’ın 60 km üzerinde parçalanan Columbia uzay aracı nükleer enerjiyle çalışıyor olsaydı, açığa çıkan radyasyon dünya genelinde etkili olurdu. Elbette ki yolculuk sırasında astronotlar da kozmik ışınlardan etkilenecek. Şu sıralar astronomlar yolculuk sırasında alacakları radyasyon dozu makak maymunları üzerinde deneniyor.
Rus uzay ajansı Roskosmos, nükleer enerjiyle çalışan roket geliştirmeye başladı. Yeni teknikle Mars yolculuğunun 250 günden 125 güne düşmesi bekleniyor. İnsanlı Mars yolculuğu gerçi on iki ila on dört yıl içinde gerçekleşebilir ama Rusyanın bu dev projeyi tek başına sırtlayamayacağını söylüyor Rus uzay araştırmacısı Anderj Jonin. Maliyeti yaklaşık olarak 500 milyon Avro olan roketin 2018 yılında hazır olacak prototipi reaktör aracılığıyla çalışacak.
Bu reaktör, hidrojenin 2000 dereceye kadar ısıtılması için gerekli ısıyı üretiyor. Bu ısı ise yüksek bir hızla roketin arkasından dışarı atılıyor. Nükleer ateşleme tertibatının en önemli avantajı gazın çıkış hızının saniyede 9000m kadar olması ki bu bildik roketlerdekinin iki katı. Nükleer ateşleme tertibatı teorik olarak bu hızı bile aşabilir.
Peki hatalı bir kalkış anında dünyayı ne gibi tehlikeler bekliyor? Nükleer enerjiyle çalışan roket örneğin 1986 yılında kalkıştan on kilometre sonra patlayan Challenger uzay mekiği gibi parçalanırsa ne olur?
Bu yükseklikte dağılan bir reaktörün bıraktığı önemli miktardaki radyasyon, Amerika’nın bir numaralı uzay istasyonu olan Kennedy Uzay Merkezi’nin büyük bir kısmını kirletir, diyor uzmanlar ve eğer 2003 yılında uzaydan dönüşte Texas’ın 60 km üzerinde parçalanan Columbia uzay aracı nükleer enerjiyle çalışıyor olsaydı, açığa çıkan radyasyon dünya genelinde etkili olurdu. Elbette ki yolculuk sırasında astronotlar da kozmik ışınlardan etkilenecek. Şu sıralar astronomlar yolculuk sırasında alacakları radyasyon dozu makak maymunları üzerinde deneniyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder