Yıl 1931…Adnan Menderes Chp’den milletvekili adayları arasında. Bilse vekilliği yapacağı partinin 31 yıl sonra kendisini darağacına yollayacağını acaba vekil adayı olur muydu? Menderes’ i idam edenlere acınası bir şekilde ölmeyi ve Menderese’de darağacında tüm asaletiyle son sözlerini söylemeyi Allah yazmıştı alınlarına. Menderes’ e göre Demokrat Parti’ sini kurduğu yıllardan sonra aldığı her nefes Allah’ ın(c.c) ona sunduğu bir lütuftu oysa. O darağacında iken bile düşüncelerini bu yönde dile getirmişti. Ve kadere olan inancını o denli net ortaya koymuştu ki kendisine bu zulmü yapanlara kırgın olmadığını son nefesini vermeden saniyeler önce söylemişti ve onların affı için dua etmişti. Sandalyesine tekmeyi vuran o katil cellatın bacağının, o bedenden kopup topraklar altında çürüme isteyişini ve o sessiz haykırışını hissedememek oysa ne kadar büyük bir talihsizliktir insanlık adına….Menderes’ler, Gezmiş’ler, Yusuf’ lar, Ahmet’ler aynı zalimler tarafından katledilmemiş midir? Bunun idrakına varamamak ne kadar büyük bir gaflettir oysa…
Yıl 1931…Adnan Menderes vekil olarak Aydın’ dan seçilir. İkinci Dünya Harbi boy gösterir. Ülkemiz savaşa girmemiştir lakin İsmet İnönü’ nün uyguladığı ağır vergilerden ötürü sanki İkinci Dünya Harbi’ nin merkezine dönmüştür Türkiye. Halk sefalet içinde, perişan. Kıtlık hüküm sürmekte, ekmek dahi karne ile verilmekte. Doymak yok, açlık hakim memlekette.
Fakat o da ne yağdanlık görevi üstlenen dönemin basını Ülke’ yi güllük gülistanlık gösteriyor.
Tarih 1944 ve sabırlar artık tükenmekte. Sesler yükseliyor İnönü aleyhine. Millet korkarakta olsa tepkisinin sesini arttırıyor. Bu tepkilerden ilkini ve en etkilisini bir üsteğmen gösteriyor. Alparslan Türkeş…
1944 yılı henüz tükenmemiş…Celal Bayar, Fuat Köprülü, Refik Koray ve Adnan Menderes memleketin gidişatından şikayetçi ve İnönü’ ye karşı ağır bir muhalefette bulunmaya başlıyorlar. Nihayet 7 aralık 1945’ de partiden ihraç edilen bu dört isim milletin partisini kurarak ilk defa 1946 seçimlerinde rol üstlenmekte.
İktidar olmaları hayal…
Seçmenler dövülmekte,
Mazbatalar çalınmakta ve sandıklar kaçırılarak oylar değiştirilmekte.
Buna rağmen 62 milletvekili ile Demokrat Parti mecliste. Çok partili hayatın başlangıcı 5 ağustos 1946 Adnan Menderes’ in kendi kabrinin inşaasına başladığı tarih…
Yıllar hızla seyir ediyor ve 1950 ilk durak. Son durağa yolculuğu bu duraktan başlıyor Menderes ve arkadaşlarının. Fakat heyecanlılar…
Demokrasi şehitleri heyecanlı, halk heyecanlı. Sanki 10 sene sonrasında şehit olacaklarını bilircesine tutku ile bekliyorlar 14 Mayıs sabahını.
Ve 14 Mayıs 1950 bir Pazar Sabah’ ı, 8 milyon seçmen sandık başında. Ülke’ nin ilklerini yaşadığı dönemler o dönemler. Türk seçmeni ilk defa oylarını gizli usul ile kullanmakta.
Vicdanlar artık hürdü…
Bir yalana işaretti 14 Mayıs 1950 günü. Ülke’ nin ilk ihtilalinin 1960 yılında yapıldığı yalanına.
Oysa 14 Mayıs Sabah’ ı millet beyaz oylarını sandığa atarak 10 sene önceden ihtilali yapmakta.
27 yıllık iktidar partisi Chp adeta çökmüş ve milletin Demir Kır Atı %53 leri aşan oy patlamasıyla 408 vekil çıkartarak iktidar olmuştu. Chp nin ise sadece 69 vekili kalmıştı.
Demokratlar sevinçli…
Gün geçtik yaklaşıyorlar şahadete…
Ve artık milletin iradesi tecellide, insanlar mutlu, halk mutlu, demokratlar mutlu.
23 Mayıs 1950 Menderes ilk icraatına eEzan’ ın Türkçe okunma zorunluluğunu onayan kanunu iptal etmekle yapıyor. Böyle bir adama hak değilmiydi müslüman olarak defnedilmek. Fakat Menderes bahane… O zamanın sözde demokrasi tutkunları islam’a karşı bir tutum izlemekte. Zaten Menderes’ in idamına sebep olan ve ihtilalcilerin hazmedemediği en büyük olayda buydu, Ezan’ ın Türkçe okunması yasağının kaldırılması.
Halktan insanlar kuyrukta. Bir özlem var tastamam 27 senelik bir özlem. Mineralerde peşinsıra müezzinler birbirleriyle yarışıyorlar, korkuda var hani tekrar bir yasak olur diye. Herkes arapça Ezan’ a olan özlemini gidermenin derdinde.
Fakat Menderes’ in bu kararı askeri kanattan tartışılmaya başlandı bile ve artık ihtilal sesleri kışlalardan duyulmakta.
Kim takar ki ihtilali, bir aşk var bir sevgi var. Hizmet sevgisi, Vatan Aşkı.
Millet yapılan yollarla, barajlarla adeta sevinçten çılgına dönmekte. Birçok insan ilk defa elektrikle tanışıyor, ülkeden kıtlık defolup gitmiş adeta. İslam’ ın özgürlük nuru, bereketiyle Ülke’ de çok geçmeden kendisini göstermeye başlamıştı bile.
Yıl 1954 ve Demokrat Parti üçüncü sınavında da vekil sayısını 625 e çıkararak iktidara gelmişti. Chp 31 vekil sayısına düşüşün acısını yaşamakta…
Menderes Trabzon’ da yaptığı bir konuşmada “İsmet paşa hastadır, hastalığının adı iktidar hastalığıdır” der. İsmet inönü bu söze çok sinirlenir ve “Demokrat Parti’ nin şansı varsa benim sağlığımda çekilme lütfuna uğrar, çünkü ilerde onları benden başka savunacak olmayacaktır” der. Bu sözleriyle İnönü ihtilalcilere ilk gerekli telkini vermiş ve o hain ihtilal için yeşil ışığı yakmıştır…
Ve Tarih 1960, İsmet İnönü ikinci açıklaması olan “arkadaşlar şartlar tamam olduğu zaman milletler için ihtilal meşru bir haktır” sözüyle ihtilalcilerin yolunu iyiden iyiye açmıştır.
Artı ihtilal senaryoları tüm hızıyla oynanmaktadır.
27 mayıs…Vakit gece yarısıdır ihtilal yapılmış, ordu kışlasından çıkmış ve tanklar Başkent’ in Cadde’ lerinde gezdirilmeye başlanmıştır bile.
Millet Türkeş’ in sesiyle yataklarından uyanarak o karanlık gecenin karanlık sabahını beklemeye koyulmuşlardır.
Akabinde askerler Çankaya’ nın etrafını sarmışlar ve Celal Bayar’ ı gözaltına almışlardır.
Menderes ise Kütahya’ da tutuklanır ve Ankaraya getirilir. 10 yıllık iktidarlık artık son bulmuştur. Oysa bu ihtilalin sesleri 23 Mayıs 1950 de duyulmuştur. Menderes o Tarih’ te Ezan’ ın Türkçe okunması zorunluluğunu kaldırarak kendisini bu Vatan için gözünü kırpmadan milleti için heba etmiştir bile.
Menderes vatana hizmet için kendisine sunulan fazladan 10 sene için Allah’ a şükürlerini sunmakta ve tutuklanırken bile vatan uğruna yaptıklarından bir an pişman olmadığını asaletiyle göstermektedir.
Gözaltına alındıktan sonra Menderes Yassı Ada’ ya arkadaşları ile beraber götürülür. Onların o dik duruşlarını hazmedemeyen alçak ihtilalciler Menderes ve arkadaşlarına “düşükler” ismini takarlar.
1924 anayasasını rafa kaldıran cuntacılar Menderes ve arkadaşlarını anayasaya muhalefetten tutuklamışlardır. Bu ne saçma sapan bir ruh halidir.
Demokratlara düşükler ismini takan kudurmuşlar Yüksek Adalet Divanı’ nı alel acele kurarak mahkeme kararlarına itiraz edilmeyecek gibi saçma sapan kurallar kurarak yargılamalara hazırlanmaktadırlar.
Ve tarihler 14 Ekimi gösterdiğinde duruşmalar başlar. Menderes ve arkadaşları adeta bir çocuk gibi mahkeme başkanı ve heyeti tarafından azarlanmaktadır.
Dava konusu : Köpek
Sanık:Celal Bayar
Suçlama: 1000-1500 tl değerindeki köğek orman çiftliğine 20000 tl ye satılarak parasıyla savaşta askerlere çokça yardım eden bursalı köyüne çeşme yaptırılmıştır.
Sonuç: Celal Bayar temize çıkmıştır.
Bunun için darbe yapılmıştır…
Dava konusu: Bebek
Sanık : Adnan Menderes
Suçlama:Adnan Menderes’ in opera sanatçısı Ayhan Aydan’ dan olan bebeğini öldürtmek
Sonuç: Adnan Menderes temize çıkmıştır.
Bu özel hayat değilmidir? Fakat bunun için darbe yapılmıştır…
300 lira cep harçlığına tenezzül edebilir mi bir Başbakan?
“Bir pardesü ve 300-500 liralık cep harçlığı kaderin bana reva gördüğü acı tecellilerdendir diyen Başbakan Menderes’ in sözlerini duymazdan gelmektedir mahkeme.
Hepsi bir bahane…
Amaç Menderes’ i asmak ama nasıl olurda seneler sonra şirin görünebiliriz endişesiyle Menderes ve arkadaşlarının özel hayatlarına edibildikleri tecavüzleri etmekte mahkeme…
Bindikleri makam aracından, içtikleri suya kadar ve hatta kendilerine tahsis edilen Başbakanlık Köşkünde değil de neden bir barakada oturmadıklarını soracak kadar adi bir üslup takınarak merhuma ve arkadaşlarına olmadık saygısızlık ve adaletsizlik yapılmıştır.
Ve uzun süren yargılamalar sonucu mahkeme üç sanığın idamına karar vermektedir. Menderes, Polatkan ve Zorlu için darağacı kurulmaktadır.
Polatkan ve Zorlu idam edilmişlerdir bile alel acele.
Ve sıra Ali Adnan Menderes’ dedir.
17 eylül Pazar günü…
Darağacına doğru götürülür Menderes ve son sözleri sorulur kendisine…
İşte insanın en samimi olduğu o an, yani hayata veda ederken neler dökülebilirdi dudaklarınızdan. Son nefesini, son bakışını, son göz kırpışını yaptığı-yapacağı o an insanın en samimi olduğu an değil midir? Ne söyleyebilirdi ki bir insan o son anında. Siz ne söyleyebilirdiniz ve kendi ölümünüzde ne kadar metanetli olabilirdiniz? Ne kadar dik ve onurlu olabilirdiniz?
Asabi değil sadece kırgın evet ne kadar kırgın ve incilmiş olabilirdiniz sizi asanlara karşı, kızgın olmadan…
Giderken bu fani dünyadan ebede tebessüm ile, insanın son sözleri değilmidir neye değer verdiğini gösteren? Ali Adnan Menderes vatan hainliğiyle suçlanmıştı fakat işte darağacını bile titreten Menderes’ in ağzından çıkan işte o son sözleri, o ve onunla katledilen ve onun gibi katledilen tüm demokrasi kurbanlarının ne kadar tevekkül sahibi olduğunu göstermektedir.
Urganı Merhum’un boynuna dolayana kadar hainler ellerinden geleni yapmışlardır.
Lakin urgan boyundadır artık ve konuşması sırası nihayet Ali Adnan Menderes’ dedir. Ve Herkes susar Ali Adnan Menderes konuşur:
“Kimseye dargın değilim. Kırgınlığım yok. Hayata veda etmek üzere olduğum şu anda devletim ve milletime ebedi saadetler dilerim. Bu anda karımı ve çocuklarımı şefkatle anıyorum.”
Ali adnan menderes
Sonra O’da “susar”…Şahadete…
Adnan Menderes’in idam edilmeden önce yazdığı son mektuplardan biri:
“Sizlere dargın değilim. Sizin ve diğer zevatın iplerinin hangi efendiler tarafından idare edildiğini biliyorum. Onlara da dargın değilim. Kellemi onlara götürdüğünüzde deyiniz ki, Adnan Menderes hürriyet uğruna koyduğu başını 17 sene evvel almadığınız için sizlere müteşekkirdir. İdam edilmek için ortada hiçbir sebep yok. Ölüme ne kadar metanetle gittiğimi, silahların gölgesinde yaşayan kahraman efendilerinize acaba söyleyebilecek misiniz? Şunu da söyleyeyim ki, milletçe kazanılacak hürriyet mücadelesinde sizi ve efendinizi yine de 1950’de olduğu gibi kurtarabilirdim. Dirimden korkmayacaktınız. Ama şimdi milletle el ele vererek Adnan Menderes’in ölüsü ebediyete kadar sizi takip edecek ve bir gün sizi silip süpürecektir. Ama buna rağmen duam sizlerle beraberdir.”
Ali Adnan Menderes
Allah sizin gibi müstesna liderleri bu milletten esirgemesin. Mekanınız cennet olsun.
Saygılarımla/Sevgilerimle,
Yazar: Samet ŞAHİN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder