Yeni yasa taslağının Milli Eğitim Bakanlığı'na gönderilmesinden sonra muhtemelen kısa bir süre içerisinde bu serbestlikte getirilecektir. Senelerdir çağdaşlaşma adı altında üniversitelerde inançlara yapılan baskılarda artık böylelikle sona ermiş olacak. Taş devrinden kalma akıllar ile yapılan yorumlamalar sonucu bireyin başındaki örtünün devletin laikliğini tehtit ettiği anlamını çıkaran kimseler elbette buna karşı bir hamle başlatacaklardır şüphesiz...Fakat kamuoyu bu karşı hamlelere alışıktır. Kısa sürede ulusalcısı, muhafazakarı her kesimden vatandaş bu yasakların ne kadar ayrıştırıcı olduğunun farkına varacaktır. Bu adımın geç kalınmış bir adım olduğunu bir zaman sonra ulusalcılarda tekrar etmeye başlayacaktır.
Devlet vatandaşının özgürlüğüne gem vurmadığı sürece daha laiktir. Devletin işi belli kalıplara göre bireylerin yaşam tarzlarını şekillendirmek değil, vatandaşlarının yaşam tarzlarına uygun çözümler üretmektir. Nitekim YÖK Başkanı'nın verdiği bu mesaj çok yerinde ve zamanında bir mesaj olmuştur. Göreceğiz ki üniversitelerde, isteyen öğretim görevlilerimizin başörtüsü takması, bilimi, çağdaşlaşmayı, özgürlüğü törpülemeyecektir. Aksine senelerdir dininin gerekliliklerini tam manasıyla yaşayamayan öğretim görevlilerimiz bu reform ile birlikte yoğun bir özgüveni benliklerinde hissedecekler ve kendilerini daha iyi bir şekilde ifade edeceklerdir. Bunun neticesinde öğrencilerine daha faydalı eğitmenler olacaklardır.
Türkiye bu reformada kısa sürede uyum sağlayacaktır.
Hayırlı ve uğurlu olsun
Gökhan Çetinsaya'nın O Sözleri
"Hepimiz 20. yüzyılın ortamında ve soğuk savaşın ortamında tek tip ve tek düşünce etrafında koşullandırıldık. Artık öyle bir çağdayız ki farklı renkler, farklı kültürler ve farklı yaşam tarzları bir arada yaşayabilmeli.
Zaten çağdaş dünyada da yaşayabiliyor. O bakımdan, yenidünyada, yeni insanların bunları mesele etmemesi gerektiğini; isteyenin kırmızı gül, isteyenin yeşil ayakkabı giymesini istiyoruz, tabiri caizse...
Bu manada da yeni yasada amacımız bu oldu. Bu bizim teklifimiz. Tabii bu yasalaştığı zaman göreceğiz. Zaten fiiliyatta da bunların büyük bir kısmı aşıldı. 20 sene önceki tartışmalar artık yok, dünya değişiyor, Türkiye değişiyor.
Biz bunun adını da koymak istedik. Yasaya bu bilimsel ve akademik özgürlüklerin parçası olarak, bilimsel faaliyet gösterme haklarının kılık-kıyafet sebebiyle sınırlanamayacağını ve engellenemeyeceğini özel olarak, ittifakla koyduk."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder