Üniversite tercih dönemi başından geçenler çok iyi bilirler. Öncelik her zaman büyük şehirlerden yanadır. Büyük şehir, Büyük Üniversite, Köklü Üniversite… Büyük şehirlerin sosyal imkanlarının yanı sıra iş imkanlarının çok daha fazla olması ise ayrı bir artı. Özellikle İstanbul’a üniversiteye gidenleri geri memleketlerine dönebildiklerini hiç görmedim. Staj dönemlerinde bir şirkette staj yapıp, sonra bulundukları yerde kalıyorlar ve ya orayı referans göstererek başka bir şirkette işe giriyorlar.
Bizim deyişimizle Anadolu Üniversiteleri (İstanbul –Ankara – İzmir dışındaki şehirlerdeki üniversiteler)’nin öğrencilerinin ise bu şansları çok az oluyor. Ya büyük şehirde bir akrabası, tanıdığı olacak, bu şekilde staj yapacak. Ama yetenekli ve imkanları yoksa, özellikle bilişim öğrencileri, bulunduğu şehirdeki küçük işletmelerde ya da alanı dışında staj yapacak, ve mezuniyetinde bu yönde devam edecek.
Bu konuya nereden geldik?
Şu anda yeni açılan üniversitelerden Sinop Üniversitesi’nde olmam sebebiyle, öğrencileri ve durumu gözlemlemem daha kolay. Artı kendi lisans dönemimde de bu farklılığı azaltabilmek için çok çabaladım. Önemli olan bulunduğunuz şehir ve ya okuduğunuz üniversite değil, sizin ilgi ve yetenekleriniz olmalı.
Bu konuda 2 taraflı bir sorumluluk var.
- Öğrencinin üzerine düşenler
- Özel Sektörün ( işverenlerin ) üzerine düşenler.
Öğrencinin sorumluluğunda ilgi ve yeteneğini doğru kullanmak ve yönlendirmek var. Üniversite başladıysa artık hayatını büyük oranda yönlendirmiş demektir. Bilişim Sektörünü seçtiyse, kendini geliştirmeye açık olması gerekir. Çünkü 3-4 ayda bir yeni ve üst model bir bilgisayarın çıktığı, 2 yılda bir yeni işletim sistemi (Windows Vista [2007] – Windows 7 [2009], Windows 8 [2012] ) paket programların yeni sürümleri (Adobe CS 3- CS 4-CS 5-CS 6 gibi), programlama dillerinin gelişmiş sürümlerinin çıktığı bir dönemdeyiz. Teknolojiye yetişmek lazım.
Özel sektörün ( işverenlerin) sorumluluğunda ise yetenekleri kullanmak ve önlerini açmak var. Bilişim eğitimi tamamen özel sektör ile bağlı bir eğitim branşı. Sebebi ise öğretmeye çalıştığımız programları özel sektörün yayınlıyor olması.
Sonuç olarak;
Anadolu Üniversitelerindeki öğrencilerimizin okulda öğrendiklerinin sektörde nasıl kullanacaklarını tam anlamıyla yaşayamadıklarınız görebiliyoruz. Büyük balık diye bir söz var ya, büyük açıyı, büyük balığı öğrencilerin görme imkanları burada daha kısıtlı. Bir de çok hevesli öğrenciler var, bu öğrencileri kaybetmeden bilgileri üzerine çalışabilecekleri yerde çalışmaları daha doğru. Hocalar iş hayatını az buçuk öğrenmeleri amacıyla projeler veriyorlar ama projeleri büyük çaplı göremeyince hedeflenen düzeydeki amacımıza ulaşamıyoruz. Mezun olduktan sonra muhasebe bölümlerinde çalışan bilgisayar programcılığı mezunları var. Bunun yerine kendi sektörlerini tanımalarını ve orada iş yapabileceklerini göstermek onlarında ilgisi arttıracaktır.. Sinop’ta bilişim teknolojilerine yönelik iş ve staj imkanları büyük şehirdeki ile kıyaslanamaz bile.
Bu sebeple, uzaktan çalışabilecekleri ve ya yaz stajı dönemlerinde kendi sektörlerinde çalışabilecekleri Melek İşverenlere ihtiyaç var.
Ya da ben böyle düşünüyorum. Bir eğitimci olarak amacımız öğrencilerimizi daha iyi yetiştirmek değil mi?
Bu konudaki yorum ve düşüncelerinizi yazarsanız sevinirim, hatalı, yanlış, eksik ve ya fazla olan kısımları da belirtirseniz sevinirim. :)
Bilişimli Günler!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder