Hz.Âsiye, Hz.Mûsâ aleyhisselâm'ın hayatta kalmasına vesile olmuş, ona en büyük hizmetlerde bulunmuş ve nihayet ona iman etmiş yüksek iradeli bir kadındır.
Hz.Mûsâ doğduğu sırada Allâhü Teâlâ annesine "Çocuğunu endişesiz emzir, şâyet çocuğun hakkında bir fenalık hissedersen onu bir sandık içinde Nil nehrine bırak, hiç üzülme, çocuğun sana tekrar iade edilecektir.
Büyüdüğünde de ona peygamberlik vazifesi verilecektir." diye vahyetti.
Hz.Mûsâ'nın annesi, çocuğuna bir zarar geleceğinden korktuğu vakit, bir sandık içinde Nil nehrine bırakmış, Firavn'ın sarayının yanından akıp giderken görülerek saraya alınmıştı.
Firavn bir rüya görmüştü. Rüyası, İsrailoğullarından bir erkek çocuğu senin mülkünü ve saltanatını elinden alıp dinini değiştirecektir, diye tabir olununca Firavn, doğacak olan erkek çocukların öldürülmesini emretmişti. Hz.Âsiye Firavn'a "Bu yavrucak bana ve sana bir göz aydınlığı olur, bunun hayatına kıymayınız. Belki bize bir faydası dokunur yahut evlat ediniriz." demişti.
Bu suretle Hz.Mûsâ'nın hayatının kurtarılmasına vesîle olan Hz.Âsiye ileride Hz.Mûsâ'ya iman edip onu tasdik etmekle, Hz.Mûsâ gibi o da Firavn ile karşı karşıya gelmişti. Hz.Mûsâ'nın hayatı ve onun dini uğrunda kendi hayatını feda etmiş, Firavn'ın çok acı işkenceleri ile şehit olmuştur.
Hz.Âsiye "Rabb'im! Benim için yanında, cennetinde bir ev yap da beni Firavn'dan ve onun kötülüklerinden kurtar!" duâsını bu işkencelere maruz kaldığı sırada yapmış ve derhal duası kabul olunup cennetteki makamı kendisine gösterilip güle güle dünyadan ayrılmıştır.
Kur'ân-ı Kerîm'de Tahrîm sûresinin on birinci âyetinde, Hz.Âsiye mü'minlere bir fazilet örneği olarak zikredilmiştir. Peygamber Efendimiz(s.a.v.) de "(Geçmiş ümmetlerde) Erkeklerden kemâle eren çok oldu. Hâlbuki kadınlardan yalnız Firavn'ın kadını Âsiye ile İmrân'ın kızı (Hz.İsa'nın annesi) Meryem'den başka hiç biri kemâle erişemedi..."buyurarak onun faziletine işaret etmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder